Özet:
İç Anadolu Bölgesinin ortasında güneye doğru konumlanmış olan Konya kenti, coğrafi durumu itibariyle gelişmeye müsait bir alan üzerindedir. Sınırlayıcı ögelerin varlığından çok az etkilenmesine ve büyük doğal afetlere maruz kalmamış olmasına rağmen, gelişiminin her yönde aynı biçimde gerçekleşmemiş olduğu fark edilmektedir. Bu niteliğiyle kentin gelişimine etki eden diğer ögelerin rollerinin incelenmesi açısından önemli bir örnek kabul edilebilecek olan, Konya kentinin geçmişten günümüze tarihsel süreçte uğradığı morfolojik değişim süreci bu çalışmada ana hatlarıyla ortaya konulmaya çalışılmıştır. Kentin değişim sürecinin sosyo-politik olaylarla bağlantıları; dini, ticari ve idari mekânların konumları ve odaklarla ilişkileri irdelenmiş; kaynak olarak, akademik çalışmalar, arşiv belgeleri ve görsel belgelerden faydalanılmıştır. Konya kentinin tarihsel süreçteki morfolojik gelişimi temel olarak dört ana aşamada incelenmiştir. Bunlardan ilki kentin kuruluşuna ait izleri barındıran ve günümüzde Alaeddin Tepesi olarak adlandırılan tarihi odağın çevresinde gelişen kent yapısını ele almaktadır. Doğuşu ve gelişimine dair ilk aşamaları hakkında sadece arkeolojik buluntular sayesinde fikir edinilebilen bu yapıya, ilk olarak Bizans ve daha sonrasında Selçuklu dönemlerinde, önemli bir referans olan kent surlarının ilave olunduğu görülmektedir. İkinci aşamada ise, kentin doğusunda ve surların dışında dini nitelikli yeni bir ana odak olan Mevlâna Külliyesi ile kentin güneyinde ikincil odakların oluşumuyla biçimlenen kent yapısı tartışılmıştır. Bu yapının oluşumuyla, kentin ilk odağının eski önemini yitirdiği, dini ve idari işlevlerin konumlarının ve ticari mekanların yayılım alanlarının dini nitelikli yeni odağın etkisiyle değiştiği gözlenmiştir. Üçüncü aşama ise kentin gelişimi ile ilgili yönlendirici etkisi olan ve sınırlı bir referans tanımlayan demiryolunun kente ulaşımından planlı gelişim aşamasına kadar olan süreci içermektedir. Nispeten kısa bir zaman periyodunu kapsamasına rağmen, bu aşamanın en önemli ögesi olan demiryolu, kent formunu ve mevcut fiziksel dokusunu çeşitli biçimlerde eş zamanlı olarak etkilemiştir. 20.yüzyıl başında kentte ilk toplu taşıma sisteminin ortaya çıkmasına neden olan demiryolunun, kentin gelişimine etkileri, hızlı tren projesi sayesinde günümüzde de halen sürmektedir. Son aşama ise planlı gelişim aşamasıdır. Bu aşamada kentin mevcut yapısı üzerine öneriler içeren 1924-1957 tarihleri arasında yürürlüğe konmuş ilk planlardan yeni gelişim bölgelerinin önerildiği 1966 ve sonrasında yürürlüğe giren planlara değin, tüm planlama faaliyetlerinin kentin biçimlenmesine olan etkisi tartışılmıştır. Bu süreçte, özellikle 1966 sonrasında kentin ağırlıklı olarak kuzeye doğru geliştiği görülmekte olup, plancı ve yerel yönetimler tarafından bu gelişimi destekleyen kararların alındığı, kentin kuzeye gelişimi doğrultusunda ulaşım ve eğitim ile ilgili önemli ögelerin oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Kentin gelişiminin ilk ve ikinci aşamalarına ait mekânların ve mimari mirası içeren tarihi alanların da planlı gelişim aşamasında fiziksel dönüşüme uğradıkları izlenmektedir. Çalışma neticesinde, Konya kentinin tek bir tarihi odaktan gelişerek biçimlenmeye başladığı, tarihsel süreçte farklı odaklar çevresinde, çeşitli dönemlerin sosyo-politik olaylarından etkilenerek gelişimini sürdürdüğü, ağırlıklı olarak planlı gelişim süreçleri doğrultusunda bugünkü yapısına kavuştuğu görülmüştür. Kentin morfolojik gelişimine ait aşamaların siyasal tarihin dönemlemeleriyle tam bir çakışma içinde bulunmadığı, kentin, esas olarak farklı dönemlerdeki farklı uyarıcı etkenlerin rol oynadığı bir süreçte biçimsel değişimlere uğradığı anlaşılmaktadır.