Bu tezin amacı, farklı ülkeler ve kültürler üzerine yapılmış Teknoloji Kabul Modeli (TAM) çalışmalarını incelemektir. Temel TAM modelini, kültürel farklılıkları düşünmeden uygulamak gerçek dışı sonuçlar verebileceği bulunmuştur. Bu nedenle, özellikle, batı ve doğu toplumlarında uygulanacak temel TAM modeli, birbirleriyle kıyaslanamaz sonuçlar verebilir. Çalışmada, belirleyici olarak daha çok, algılanan kullanım kolaylığı, algılanan fayda ve davranışsal eğilim arasındaki ilişkilere odaklanılmıştır. Araştırdığımız kadarıyla, literatürdeki çalışmalarda, araştırmacıların, belirli alanlara odaklanarak kullancıların kültürel farklılıklarını göz önünde bulundurduklarını söylemek zor. Yapılan bu çalışmanın sonucunda, temel modelinin farklı kültürel yapıya sahip kullanıcılara uygulandığında, düşük güç mesafesi ve bireysel düşünce yapısına sahip toplumların kullanıcılardan alınan sonuçların, yüksek güç mesafesi ve toplumsal düşünce yapısına sahip kullanıcılardan alınan sonuçlara oranla daha güvenilir olabileceği ortaya konulmuştur.
The thesis aims to analyze TAM studies in the literature for different countries and cultures. It is found that applying the basic TAM model without considering the cultural differences may give unrealistic results. For this reason, applying the basic TAM model in, especially, western and eastern societies may give incomparable results to each other. In the study, relations among perceived ease of use, perceived usefulness and behavioral intention are focused as potential predictors, mostly. The studies in the literature are found not universal as they hardly focus on specific fields and participants' cultural characteristics, to our knowledge. The findings support that applying the basic model to determine the acceptance of new technologies by users who have low power distance and individualistic cultural background may give more reliable results when compared to people who has high power distance and collectivistic culture.
