Çocuklar tüm dünyada aile içi şiddete maruz kalmış olup, bu şiddete maruz kalan çocuk sayısı ise her geçen gün artmaya devam etmektedir. Önceki çalışmalar, çocukların aile içi şiddete maruz kalmasının dışsallaştırma ve içselleştirme davranışlarıyla olan ilişkilerini araştırmıştır. Ancak, bilgimiz dahilinde şimdiye kadar yapılan hiçbir çalışma, çocukların aile içi şiddete maruz kalmasının etkilerini, içselleştirme ve dışsallaştırma belirtilerinin yanı sıra psikolojik sağlamlığı dahil ederek kapsamlı bir çalışmada incelememiştir ve düzenleyici roller bu ilişkilerde göz ardı edilmiştir. Mevcut çalışma, literatürdeki bu boşluğu doldurmak için, Sosyal Öğrenme Kuramı, Bağlanma Kuramı ve Kendini Susturma Teorisi çerçevesi dahilinde, çocukların aile içi şiddete maruz kalmasını zorbalık, kendini susturma davranışları, psikolojik sağlamlık ve öz yeterlik arasında olan ilişkilerini incelemeyi hedeflemiştir. Ek olarak, arkadaşlık kalitesi ve stresle başa çıkma tarzlarının düzenleyici etkileri, aile içi şiddete maruz kalmanın, zorbalık, kendini susturma davranışları, psikolojik sağlamlık ve öz yeterlik ilişkileri ile olan ilişkilerinde incelenmiştir. Veri, yaşları 14-17 arasında değişen 569 lise öğrencisinden toplanmıştır. Sonuçlar, aile içi şiddete maruz kalmanın ve alt boyutlarının zorbalık ve kendini susturma davranışları ile pozitif, psikolojik sağlamlık, genel öz yeterlik ve akademik ve duygusal öz yeterliğin alt boyutlarıyla ise negatif korelasyona sahip olduğunu göstermiştir. Ek olarak, düzenleyici değişken analizlerinin sonuçları, iyimser yaklaşım ve sosyal destek aramanın aile içi şiddete maruz kalma ve psikolojik sağlamlık arasındaki ilişkide düzenleyici rol üstlendiğini göstermektedir. Ayrıca, kendine güvenli yaklaşım, sosyal destek arama ve iyimser yaklaşımın, aile içi şiddete maruz kalma ve öz yeterlik arasındaki ilişkide düzenleyici roller üstlenmiştir. Son olarak, arkadaşlık kalitesi ise aile içi şiddete maruz kalma ve öz yeterlik arasındaki ilişkide düzenleyici rol üstlenmiştir. Bu sonuçlar, düzenleyici roller üstlenen değişkenlerin aile içi şiddete maruz kalmanın yarattığı negatif etkileri zayıflatabilecek tampon etkileri sağlayabileceğini göstermiştir. Bulgular, teorik ve pratik katkıların yanı sıra gelecekteki araştırmalara yönelik yol göstermektedir.
Children have been exposed to domestic violence all over the world and the number of children being victimized continues to increase. Previous studies investigated the associations of child exposure to domestic violence (CEDV) with externalizing and internalizing behaviors. However, to our knowledge, no studies up to now has examined the effects of CEDV on externalizing and internalizing symptoms as well as on resilience in a comprehensive study and moderating processes involved in these relationships were ignored. In order to fill this void, the present study aimed to investigate the relationships of CEDV with (1) bullying, (2) silencing the self behaviors (STS), (3) resilience and (4) self efficacy within the frameworks of Social Learning Theory, Attachment Theory, and Silencing the Self Theory. In addition, moderating effects of friendship quality and stress-coping strategies in the relationships of CEDV with bullying, STS, resilience and self-efficacy were examined. Data was collected from 569 high school students whose ages ranged between 14 and 17. The results showed that, CEDV as well as the subdimensions of CEDV were positively correlated with bullying and STS and they were negatively correlated with resilience, overall self-efficacy, and with the subdimensions of academic and emotional self-efficacy. In addition, the results of the moderation analyses showed that, optimistic style and seeking social support moderated the relationship between CEDV and resilience. Also, self-confident style, seeking social support and optimistic style moderated the associations between CEDV and self-efficacy. Finally, friendship quality moderated the relationship between CEDV and self-efficacy. These results suggest that moderating variables can provide buffering effects that may weaken the negative effects of CEDV on adolescents. Findings are discussed in terms of theoretical and practical contributions as well as directions for future research.