Politik, sosyal, ekonomik, kültürel vb. anlamda daha iyiyi ve güzeli bulma çabası ütopya türünü meydana getirmiştir. Bu anlamda ütopya, olması gereken toplumsal düzen olarak tanımlanabilir. Zaman ilerledikçe olması gereken yolunda atılan her adım, olmaması gerekene dönüşerek distopya hâlini alır. Distopya, körlemesine ütopist maksatlarla harekete geçildiği vakit oluşan tahakküm düzeni olarak tariflenebilir. Distopyalarda genel olarak totaliter ve tahakkümcü iktidarların baskısı altındaki bir toplum anlatılır. Bahsedilen bu totaliter ve tahakkümcü iktidarlar, kendi varlıklarını muhafaza etmek ve amaçladıkları göreli ideal düzene ulaşmak için özgürlükleri, özel alanı ilgâ ederler. Bu tez çalışmasında distopya ile özel alan arasındaki ilişkinin ortaya konuluşu ilk olarak ilişkili kavramlar unutulmadan distopya ve özel alan anlatımları yapılarak söz konusu olmuş ardından da distopya ile özel alan bağlamında önemli meselelerin ele alınması suretiyle somutlanmıştır.
The effort to find the prominent in political, social, economic and cultural terms has paved the way for the formation of utopia. In this sense, utopia can be defined as the necessary social order. All the steps taken in the way of what should be, turn into what should not be, as time passes by, and become a dystopia. Therefore, dystopia can be defined as the order of domination that arises when acting with the motivation of realizing purely utopian goals. In dystopias, a society is usually depicted under the pressure of totalitarian and dominating powers. In this sense, totalitarian and dominating powers abolish freedom in various forms, private space and privacy in order to preserve their own existence and achieve the ideal order they aim at. In this thesis, the relationship between dystopia and private space was examined first by deciphering dystopia and private space, and then by addressing important issues in the context of dystopia and private space.