The causal relationship between financial development and economic growth is a long debated and widely researched topic in the literature. Theoretically, the arguments on this causality range from no relationship to bidirectional causality and the past empirical research provide conflicting results as well. Thus no consensus could have been reached yet, both theoretically and empirically. This research thesis is aimed to contribute to the controversial evidence on the causal relationship between financial development and economic growth by focusing on Turkey as the case study. In this respect, the validity of Supply Leading, Demand Following and Bidirectional Causality Hypotheses which consist the mainstream views on the causality of this relationship, are investigated by applying time series analysis for the period 1988:Q1-2015:Q2. In the analyses, real gross domestic product (GDP) growth rate is used to measure economic growth and broad money supply to GDP ratio, market capitalization to GDP ratio, central bank assets to GDP ratio and deposits in banks to GDP ratio are used as the proxies to measure financial development. The findings obtained from the Johansen Co-Integration and Vector Error Correction Model (VECM) tests indicate that the relationship between financial development and economic growth mainly runs from financial development to economic growth both in the short and the long-run.
Finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisi literatürde yoğun olarak tartışılan ve araştırılan bir konudur. Söz konusu ilişki teorik çerçevede bir ilişki bulunmadığı görüşünden çift yönlü bir ilişki bulunduğuna kadar her ihtimal çerçevesinde savunulmasına rağmen ana akım görüşler arz öncüllü, talep takipli ve çift yönlü ilişki hipotezleridir. Finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisini araştıran çalışmaların sonuçları da farklı görüşleri destekler nitelikte olduğundan henüz ne teorik ne de ampirik açıdan bir görüş birliğine varılamamıştır. Bu tezin amacı, Türkiye'de finansal gelişme ile ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisini araştırmak ve ana akım görüşlerden hangisinin geçerli olduğuna ilişkin ek bir bulgu sağlayarak literatüre katkıda bulunmaktır. Bu kapsamda zaman serileri analizi kullanılarak 1988:Q1-2015:Q2 dönemi incelenmiştir. Analizler çerçevesinde ekonomik büyüme ölçütü olarak reel gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH), finansal büyüme ölçütü olarak ise geniş para arzının (M2), özel sektör kredilerinin, piyasa kapitalizasyonunun ve merkez bankası varlıklarının GSYH'ya oranları olmak üzere 4 farklı gösterge kullanılmıştır. Johansen Eşbütünleşme ve Vektör Hata Düzeltme Modellerinden elde edilen bulgular hem uzun hem de kısa vadede nedensellik ilişkisinin finansal gelişmeden ekonomik büyümeye doğru olduğunu göstermekte olup, arz öncüllü hipotezi destekler niteliktedir.