İdare hukuku alanına özgü bir hukuk dalı olması özelliğiyle imar hukuku konuları genel olarak İYUK çerçevesinde ele alınmaktadır. Ancak bazı hallerde özel hukuk kurallarının, idare hukuku kurallarına uyarlanması gerekliliği gündeme gelebilmektedir. Bunun yanı sıra imar planının iptali konulu uyuşmazlıklarda idare hukukuna egemen olan bazı ilkelerin uygulanması, idareler ve bireyler açısından farklı sonuçlar doğurabilmekte, iptal davasına özgü birtakım özelliklerin de bazı durumlar açısından farklı değerlendirilmesi zorunlu hale gelebilmektedir. Bu gibi durumlarla karşılaşan idareler açısından ise iptal davalarının sonucunda verilen kararların uygulanması veya yorumlanması bir problem haline gelmektedir. Kamu yararını doğrudan ilgilendiren imar planlarının iptali yönündeki kararlar, planın geçerli olduğu çevrede yaşayan kişileri ve farklı menfaat gruplarını etkilediği gibi idarelere güvenerek plan doğrultusunda hareket eden kişileri de ciddi ölçüde etkilemektedir. Dolayısıyla mahkemelerce verilecek iptal kararlarının, hakkaniyet ilkesi gözetilerek ve kamu yararı-bireysel yarar dengesi kurularak verilmesi gerekmektedir. İdarelerin ise bu iptal kararlarını uygularken kararı doğru şekilde yorumlaması; bireylerin olası hak kayıplarının önüne geçebilmek ve kendi adlarına sorumluluk doğmaması açısından çok önemlidir. Bu hususları açıklığa kavuşturmak adına çalışmamızda, Danıştay kararları ışığında ve uygulamadan örnekler vermek suretiyle imar planlarının hazırlık aşamasından başlayarak iptal davasına kadar geçen süreç ile iptal kararının sonuçları, etkileri ve uygulanmamasından doğan sorumluluk halleri ele alınacaktır.
The issues of the zoning law are generally addressed within the framework of administrative jurisdiction procedures due to the fact that zoning law is a field of law special to administrative law. However, in some cases, there may be a discussion regarding the necessity of private laws to be adapted to administrative laws. On the other hand, implementation of some principles dominating administrative laws for the disputes arising due to the issues of zoning annulment may lead to different consequences in terms of individuals and administrations; different evaluations of some unique characteristics for the annulment of a suit in terms of various cases may become mandatory. The implementation or interpretation of laws adjudged in the wake of nullity suits can be a problem for administrations facing such cases. The decisions of nullity of zoning plans may directly be related to public interest, seriously affect those who live in the concerning area and various interest groups as well as the ones who act according to the plan by trusting the administrations. Therefore, the annulment decision to be taken by the court should be performed in accordance with the equity principle and considering public interest-individual interest balance. It is crucially important for the administrations to interpret these decisions correctly while applying in terms of preventing any possible loss of individual rights and any liability on their behalf. In our study, the process between preparation of zoning plans and annulment; the consequences, effects of annulment of cases and liabilities in the condition of not applying, will be addressed in the light of state council decisions by presenting some examples in order to clarify these matters