Bu çalışmanın amacı "kültür endüstrisi" kavramını merkeze alarak kitlelerin kültürel ürünler aracılığıyla yönlendirilebildiğini, böylelikle kültür ürünlerinin bir tahakküm aracına dönüştüğünü gösterebilmektir. Bunun için kültür endüstrisinin homojen bir kitleyi nasıl oluşturduğu ve endüstrinin işleyiş stratejileri gösterilmiştir. Buradan hareketle kültürel tahakkümün işlediği temel alanlardan biri olan sinema sektöründen Recep İvedik filmleri, elde edilen bilgiler çerçevesinde analiz edilmiştir. Sonuç olarak filmlerin anti-entelektüelizim, toplumsal cinsiyet, milliyetçilik, moda, ideal güzellik algısı gibi düzeni onaylayıcı özellikler barındırdığı tespit edilmiştir. Popüler kültür ürünleri, bir taraftan ikon kırıcı gibi görünürken bir yandan da sınıfsal farklılıkları anlamsızlaştırarak mevcut düzeni onaylamış olurlar. Dolayısıyla direniş gösterilirken aslında gerçek direnişin içi boşaltıldığından diyalojik bir yapıya sahiptirler. Bu noktada ürünlere yüklenen strateji kadar tüketicinin ürünü nasıl anlamlandırdığı sorusu da önem kazanır. Film serisinin başarısının ardında kültürel muhafazakârlık metaforları ile geniş bir kitlenin bunu onaylaması yatmaktadır. Filmleri onaylama ya da olumsuz anlamda eleştirmek sınıfsal farklılıklar sebebiyle olabilmektedir. Gülme eylemi bir toplumun kolektif bilinçaltını yansıtır. Bu noktada toplumsal değişme ile birlikte hem güldürü türünün hem de halkın gülme ediminin değiştiğini göstermeye çalıştım. Bu durumun sebebinin ise endüstrinin ve toplumun birbirlerini dönüştürücü güce sahip olmalarının etkisiyle gerçekleştiğini gösterdim.
The aim of this study is to show that the masses can be directed by manufacturing consent by means of cultural products and thus, cultural products are transformed into a means of domination by centering the concept of cultural industry. Therfore, it was firstly shown how it creates a homogeneous population and operating strategies of industry. Thus, Recep İvedik films were analyzed within the framework of the information obtained from movie sector, which is one of the main areas of cultural domination. As a result, it was determined that the films prossesses such features as anti-intellectualism, gender, nationalism, fashion, and ideal beauty perception. Popular cultural products appear to be iconclastic on one hand, yet approve the existing order by rendering the class differences meaningless on the other. Hence, while resisting, they actually have a dialogic structure, since the meaning of real resistance is now emptied. At this point, the question of how the consumer makes sense of the product becomes as important as the strategy loaded on the products. Behind the success of the film series lies the metaphors of cultural conservatism and the approval of a wide mass of people of these. Approving or criticizing films may be due to class differences. The act of laughing reflects the collective unconscious of a society. Here, I tried to show that both the laughter type and laughing performance of people have changed along with the social change. I showed that this happens due to the fact that industry and society have the power to transform one another.