Özet:
Bu makale Türkiye’de liberal düşünce ve liberal düşüncenin önde gelen savunucusu olarak LDT’nin halihazırda olduğundan daha etkili olabilmesi için bir dizi fikri tartışmaya açmayı amaçlıyor. Tek bir liberalizmden ya da liberal gelenekten söz etmenin yanıltıcı olduğu vurgulanıyor. Belli zaman ve mekanın ürünü olan, dolayısıyla o zaman ve mekanın dertleri, bakış açıları ve kısıtları ile şekillenmiş farklı liberal gelenekler var. Bu farklı liberal gelenekler, birkaç çok temel ilke dışında her zaman her yerde geçerli “evrensel” reçeteler sunmuyorlar. İkincisi Türkiye’ye dair analiz ve okumalarımızın karşılaştırmalı tarih ve sosyal bilimler birikiminden beslenirken aynı zamanda hakiki bir yerellik kaygısı taşıması gerektiği de iddia ediliyor. Ve nihayet, topluluk çevresinin siyasi aktörlerle mesafeyi koruma, kendi bünyesindeki çoğulculuğu koruma ve geliştirme, yerleşik LDT ve liberal algısının dönüştürülmesi ve ayrıca LDT âdâbı da diyebileceğimiz bir kurumsal kültürün pekişmesi için daha fazla gayret göstermesi gerektiği de savunuluyor.