Özet:
Stefan Collini, New Leşt Review’un 50. Yıldönümü vesilesiyle The Guardian gazetesine yazdığı bir değerlendirmede New Leşt Review’un “çoğu Guardian okuru—ve diğer okurlar—için” kendisine saygı ve hayranlık duyulan bir tür ağabey gibi (“bizden daha ciddi, daha bilgili, daha çok seyahat etmiş, daha güçlü, yeri doldurulamaz bir ağabey”) olduğunu belirtiyor. Bir derginin—özellikle de siyasal nitelikli bir derginin—okurlarıyla kurduğu ilişki biçimini düşünmek için Collini’nin ‘ağabey’ metaşorunu akılda tutmak anlamlı olabilir. Politik bir duruşun ya da hareketin teorik zeminlerinden birisi olarak dergiler aslında salt bir ‘bilinçlenme’ vasatından çok daha karmaşık bir işleve sahiptir. New Leşt Review ve benzeri dergiler üzerinden dergilerin yayınlandıkları koşullar ya da içinde yer aldıkları genel teorik ya da politik atmosferin niteliği üzerine anlamlı ipuçları edinmek mümkündür. Belirli siyasal çizgilerin teorik bir muhasebesini sunmak eğilimindeki bu dergiler, hem temsil ettikleri siyasal çizginin, hem de o çizginin öznel tarihsel ve uzamsal koşullar içindeki yorumlanış biçiminin bir göstergesi olarak da okunabilirler. Dergilerin ne söyledikleri kadar, nasıl söyledikleri de bu eksende üzerinde düşünülmeyi hak eden bir başka meseledir.Bu çalışmanın amacı, bu temel meseleyi ıskalamamaya özen göstererek, ‘aylık sosyalist kültür dergisi’ Birikim’i tarihsel seyri içinde konumlandırmak ve derginin bu tarihsel seyir içindeki kimi karakteristik özelliklerinin genel bir tasvirini yapmaktır. Birikim dergisi yayın hayatına 1 Mart 1975 tarihinde başlamıştır. Dergi, otuz yılı aşan tarihinde pek çok önemli sorunun tartışıldığı bir entellektüel zemin olmuştur. Derginin adının hemen altında yer alan ‘aylık sosyalist kültür dergisi’ ibaresi, derginin toplumsal-ekonomik-siyasal-kültürel duruşuna işaret etmekle birlikte, bu ibareden derginin yazarlarının sadece sosyalist entellektüeller olduğu sonucuna varmak yanıltıcıdır. Birikim, Türkiye gibi, özellikle de siyasî nitelikli dergilerin kısa ömürlü olduğu bir ülkede, çeyrek asrı geride bırakırken farklı kuşaktan ve farklı siyasal çizgilerden entellektüeller için ‘bir nefes alma imkânı’ olmuştur. Bu kısa değerlendirmede söz konusu ‘nefes alma imkânı’nın iş- lediği zemine ve kimi karakteristik özelliklerine daha yakından bakmaya çalışacağız.