Abstract:
Vathek, Abbasi halifelerinden Al-Wathik'in zalim yönetimini konu edinirken, bir yandan da İslam halifeliği ve İslam kültürünü itibarsızlaştırma çabasındadır. Beckford için doğunun egzotik bir cazibesi olsa da, bu dünya aynı zamanda tehditkâr ve tehlikelidir. Eserde, sihir ve büyüyle uğraşan zorba, şeytani hükümdarların tahakkümü altındaki 'iyi' Müslümanlar kuru kalabalık olmaktan öteye gidemezler ve doğunun bu teslimiyetçi kültürel kimliği de Beckford tarafından batıyı tanımlayan 'öteki' şeklinde resmedilir. Eserlerinde Protestan ahlâkını 'çürümüş' Katolik inancına karşı öven geleneksel İngiliz Gotik yazarların aksine batı dilleri ve kültürleriyle tanışık olan Beckford, çok kültürlü Avrupalı bireyden yanadır: Aydınlanma Çağı'nın idealize ettiği bu bireyin şeytani ikizini çıkarmak adına da İslam topraklarının halifesini öfkeli, kibirli, açgözlü, tembel, şehvetli, kıskanç ve obur biri olarak betimler. Beckford'un doğu ve doğulu için çizdiği bu sosyo-kültürel, psikolojik şema da, birinci ve ikinci kuşak romantik şairlerin Beckford'u örnek almaları sebebiyle doğuyu, İslam'ı ve Müslümanlar'ı Beckford gibi çarpıtılmış biçimde tasvir etmelerinin yolunu açmıştır