2011 yılında Suriye'de patlak veren iç savaşın ardından milyonlarca insan ülkesini terk ederek güvenli bölgelere göç etmek zorunda kalmıştır. Suriye'den Lübnan, Ürdün, Irak ve Türkiye gibi komşu ülkelere ve Avrupa ülkelerine doğru yayılan göç dalgası, yirmi birinci yüzyılın en büyük kitlesel göç hareketliliği olarak anılmaktadır. Türkiye, 2011 ve 2015 yılları arasında Suriyelilere karşı uygulamış olduğu "açık kapı politikası" nedeniyle Suriyeli göçünden en fazla etkilenen ülke olmuş ve 2023 yılı itibariyle yaklaşık 3.3 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapmasıyla dünya üzerinde en fazla mülteci barındıran ülke konumuna gelmiştir. Böyle bir göç sürecine hazırlıklı olmayan Türkiye, başlangıçta ülkeye giren Suriyelileri sınır kentlerine kurulan çadır kentlere ve barınma merkezlerine yerleştirmiştir. Ancak, Suriyeli sayısının kısa sürede kontrolsüz şekilde artmasıyla çadır kentlerde ve barınma merkezlerinde sunulan hizmetler yetersiz kalmaya başlamıştır. Yaşam koşullarının kötüye gitmesi ve Türkiye'de Suriyelilere yönelik yerleştirme politikasının eksikliği nedeniyle Suriyelilerin %98.5'i kendi imkânlarıyla kentlerde yaşamayı tercih etmiştir. Kentlerin belirli bölgelerinde kümelenme eğilimi gösteren Suriyelilerin, kentlerdeki sosyo-mekânsal değişime olan etkisinin okunması, mültecilerin yer seçimi ve yerleşim (kalıcılık) süreçlerinin ve belirleyici unsurlarının incelenmesini gerekli kılmıştır. Bu kapsamda çalışma, Suriyeli mültecilerin ilk yer seçimi tercihlerini ve sonrasında yerleşim (kalıcılık) süreçlerini araştırmayı, yer seçimi ve yerleşim (kalıcılık) süreçlerini şekillendiren unsurları ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, nitel bir araştırma yaklaşımıyla yer seçimi ve yerleşim (kalıcılık) süreçlerini şekillendiren unsurların Ankara'nın Yenimahalle ilçesinde Suriyelilerin yoğunlukta olduğu Karşıyaka, Yeşilevler ve Demetevler Mahallelerinde gerçekleştirilen saha çalışmasıyla tespit edilmesi hedeflenmiştir.
After the outbreak of the internal war in Syria in 2011, millions of people were forced to leave their country and migrate to safe regions. The migration wave that spread from Syria to neighboring countries such as Lebanon, Jordan, Iraq, Turkey, and European countries is referred to as the largest mass migration movement of the twenty-first century. Turkey, due to its "open-door policy" towards Syrians between 2011 and 2015, became the most affected country by the Syrian migration and, as of 2023, has hosted approximately 3.3 million Syrians, making it the country with the highest number of refugees in the world. Turkey, unprepared for such a migration process, initially settled incoming Syrians in tent cities and accommodation centers established in border cities. However, as the number of Syrians rapidly increased without control, the services provided in these tent cities and accommodation centers became inadequate. With deteriorating living conditions and the absence of a comprehensive emplacement policy for Syrians in Turkey, 98.5% of Syrians preferred to live in cities on their own choices. The clustering tendency of Syrians in specific areas within cities and its impact on the socio-spatial changes in urban areas necessitate the examination of the refugees' location choices and settlement (permanence) processes and the determinants of refugees' location choices and settlement (permanence) processes. In this context, this study aims to investigate Syrian refugees' initial location choices and subsequent settlement (permanence) processes, as well as to identify the factors shaping location choice and settlement (permanence) processes. In line with this objective, a qualitative research approach was used to identify the factors shaping location choices and settlement (permanence) processes through a field study conducted in the neighborhoods of Karşıyaka, Yeşilevler, and Demetevler, where Syrians are predominantly concentrated in the Yenimahalle district of Ankara.