Zarar, en geniş tanımıyla, bir kimsenin mal ya da şahıs varlığında meydana gelen eksilmeyi ifade eder. Kişi, yalnızca maddi açıdan değil, manevi açıdan da gözle görülmeyen, soyut olarak duygusal bütünlüğünde meydana gelecek şekilde de zarara uğrayabilir. Yansıma yoluyla zarar; hukuka aykırı bir fiil nedeniyle zarar uğrayan kişi dışında kalan başka bir kişinin uğradığı zarardır. Yansıma yoluyla zararda, haksız fiilin meydana getirdiği zarar, haksız fiile maruz kalan kişi dışında kalan ancak haksız fiil neticesinde zarar gören kişinin bu zararıyla bağlantılı olarak üçüncü kişilerin uğradığı zarardır. TBK ile BK arasında destekten yoksun kalma halinde maddi ve manevi zararda farklılıklar mevcuttur. Tezimizde detaylı olarak inceleyeceğimiz bu farklar, destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat talep edebilecek kişilerin sınırını genişletmiştir. Yansıma yoluyla zarar kavramı, genel olarak doğrudan zarar ve dolaylı zarar kavramlarıyla karıştırılmaktadır. Bu karışıklığın sebebi kavram karmaşasıdır. Doğrudan zararın mağduru doğrudan mağdur, dolaylı zararın mağduru ise dolaylı mağdur olarak düşünülmekte olduğundan; bu kavram karmaşası ortaya çıkmaktadır. Halbuki; doğrudan mağdur, doğrudan ya da dolaylı zarardan etkilenen kişidir. Dolaylı mağdur ise, yansıma yoluyla zarar nedeniyle zarara uğrayan kişidir. Bu kavram karmaşası nedeniyle, doğrudan zarar ve dolaylı zarar ile yansıma yoluyla zarar sıkça ve en çok karıştırılan kavramlardır. Bunun dışında, yansıma yoluyla zarar; birden fazla zarar görenler, müteselsil alacaklılık, üçüncü kişiyi koruyucu etkili sözleşme kavramı, üçüncü kişi lehine sözleşme ve matufiyet kavramıyla da sıkça karıştırılmaktadır. Bu kavramlar arasında, en çok matufiyet kavramı, yansıma yoluyla zarar ile karıştırılan, yakın bağlantısı olan kavram olup; haksız fiilin mağdurunu belirleyici etkiye sahiptir. Matufiyet genel olarak belirlilik anlamına gelmektedir. Yansıma yoluyla zarar kavramında, matufiyet, haksız fiilin mağdurunu dolayısıyla yansıma yoluyla zarara uğrayan kişinin belirlenmesinde önemli bir etkiye sahiptir. Yansıma yoluyla zarar kavramı, kanunda düzenlenmiş haller dışında kullanılamaz, yorum yöntemiyle genişletilemez. Zira, yorum yöntemiyle genişletilmesi mümkün olan bu kavram, kötü niyetli kişiler tarafından haksız kazanç kapısı olarak görülebilir. Tezimizde, yansıma yoluyla zarar kavramı, diğer benzer kavramlarla farkları, yansıma yoluyla zarara uğrayabilecek kişilerin TBK ve BK düzenlemeleriyle kimler olabileceği, TTK, TBK, BK, İBK, İMK, B.G.E., BGB ve Yargıtay kararları doğrultusunda yansıma yoluyla zarar kavramında zararın tazmini ve zaman aşımı detaylı olarak ele alınmış, kavram karmaşaları ve karışıklıkları irdelenmiştir.
In the widest term, damage means decrement in property or immaterial availability of a person. A person may get damage not only in terms of material aspect, but also moral aspect, which may affect emotional integrity of a person on intangible basis. Damage by reflection means damage on any person except for person being affected by damage arising from an illegal act. In this case, damage caused by illegal act is the damage on a person who indirectly gets damage as a result of a person who gets damaged because of an illegal act. In the event of being deprived of support between T.B.K and B.K, there are differences between material and moral damage. These differences, which we will discuss in detail in our thesis, have widened limits of persons who may claim compensation as a result of being deprived of support. Damage by reflection is usually confused with the concepts of direct damage and indirect damage. Reason of this confusion is the conceptual confusion. This conceptual confusion occurs since sufferer of direct damage is considered as direct sufferer and sufferer of indirect damage is considered as indirect sufferer. However, direct sufferer means person affected by direct or indirect damage. On vii the other hand, indirect sufferer means person affected by damage by reflection. Because of this conceptual confusion, direct damage, indirect damage and damage by reflection concepts are frequently confused with each other. In addition, damage by reflection is also confused with the concepts of person who gets more than one damage, being joint receivable, efficient contract that protects third person, contract in favor of third party, and being oriented towards. Among these concepts, to be oriented towards is the concept which is most commonly confused with the concept of damage by reflection. To be oriented towards is also closely associated with damage by reflection and it helps determining sufferer of a damage. In general, being oriented towards means certainty. In the concept of damage by reflection, being oriented towards has an important effect for determining sufferer of illegal act, therefore person who gets damage as a result of damage by reflection. The concept of damage by reflection cannot be used for situations except for those regulated in the law. Furthermore, it shall not be extended by means of interpretation, since it can be misused by malicious people who may regard this concept as an illegal mean of revenue. In our thesis, we discussed differences of the concept ‘damage by reflection’ compared to other similar concepts, persons that might be sufferers of damage by reflection as regulated in T.B.K and B.K, prescription and compensation of damage with regard to damage by reflection in line with the resolutions of T.T.K, T.B.K, B.K, İ.B.K, İ.M.K, B.G.E, B.G.B and High Court. We also discussed conceptual confusions and contradictions in detail.