Vergilendirme ilişkisinin bir tarafında birey diğer tarafında ise devlet bulunmaktadır. Bu ilişkide taraflar arasında eşitlik söz konusu değildir. Bu durum, tarafların çıkarları arasında çatışma ortaya çıkarmaktadır. Çatışmanın varlığı, mükellef haklarının ve insan haklarının önemini ortaya koymaktadır. Bir uluslararası sözleşme olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, insan hakları konusunda asgari ölçütleri belirlemektedir. Vergi mükelleflerinin de AİHS kapsamında koruma altında bulunan pek çok hakkı bulunmaktadır. Vergi idareleri ve vergi mahkemeleri mükellef hakları kapsamında AİHS normlarını dikkate almak durumundadırlar. Bu doğrultuda AİHM içtihatları da oldukça önemlidir. Çalışma kapsamında Anayasa Mahkemesinin vergiye ilişkin olarak bireysel başvuru kararlarına da değinilmekte ve bu kararlarda ortaya konan ilkelerin AİHS normları ve AİHM içtihatlarına uyumu ele alınmaktadır.
The taxation relationship consists of two parties which one is any person and the other one is a state. Equality between parties is not a matter of this relationship. Therefore the conflict between the interests of the parties arises. The existence of conflict reveals the importance of taxpayer's rights and human rights. As an international agreement, the European Convention on Human Rights determines minimal standards for human rights. Also taxpayers have many rights under the cover of the European Convention on Human Rights. Tax administrations and tax courts have to consider the European Convention on Human Rights norms within the scope of taxpayer's rights. In this respect, the jurisprudence of the European Court of Human Rights is also very important. In scope of the study, individual application decisions of the Constitutional Court regarding the taxation will be touched on. Furthermore the compatibility of the principles revealed in these decisions with the norms of the European Convention on Human Rights and the jurisprudence of the European Court of Human Rights will be discussed.