Today, architectural theories are replaced by instant discoursive positions, which are mainly overwhelmed by a crisis of meaning and legitimacy. The examination of the history of architectural theories showed that those instant positions are based on the architectural theories of the 18th century. The reverse-chronological investigation of the theories of the 18th century has revealed the emancipation of architecture from its metaphysic knowledge, which distanced the theory from its origins dissociatively, in the 17th century as the reason that crisis. That knowledge was defining the particulars of architectural theory, such as origin, meaning, character, taste, and form from antiquity to the late 17th century. The research showed that those particulars constitute the universals of architecture. Their genuine origin and language defining them were structured by Vitruvius in the 1st century BC on the basis of six essential concepts: order, arrangement, symmetry, eurhythmy, propriety and economy. Those concepts have been revisited and redefined in order to reflect upon the domain itself by means of its own terminology, rather than imported concepts. This reflection, considered as a further study, would proceed towards solid and valid architectural theories corresponding the crisis of meaning and legitimacy.
Günümüzde, mimarlık kuramlarının yerini anlık söylemsel pozisyonlar almıştır. Bu pozisyonlar, ağırlık olarak, bir anlam ve meşruiyet krizi ile karşı karşıyadır. Mimarlık kuramlarının tarihlerinin incelenmesi, bu çağdaş anlık söylem pozisyonlarının, 18. yüzyılda ortaya konan mimarlık kuramlarına dayandıklarını göstermiştir. Bu çalışma kapsamında 18. yüzyıldan geriye doğru yapılan araştırmalar, bugün yaşanan anlam ve meşruiyet krizinin arkasında, 17.yüzyıl sonunda yaşanan ve mimarlığın, antik çağlardan bu yana bilgisinin kaynağı olarak görülmüş olan, metafizikten ayrışması olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu ayrışma, mimarlık kuramı ile kuramın hakiki kökleri arasında, kuramın kavramsal bütünlüğünü bozan, içerik kaybına neden olan bir uzaklaşmaya neden olmuştur. Oysa o bilgi, 17.yüzyıla kadar mimarlığa dair bazı önemli tekilleri tanımlamıştır. Köken, anlam, karakter, beğeni ve biçim bu tekiller arasında sayılabilir. Bu tez, yukarıda adı geçen tekillerin mimarlığın evrensellerini oluşturduğunu, bu evrensellerin özgün köklerinin ve onları açımlayan dilin ise milattan önce 1.yüzyılda yaşamış Romalı mimar Vitruvius tarafından, düzen, düzenleme, simetri, orantı, uygunluk ve ekonomi kavramları üzerine inşa edildiğini ortaya koymaktadır. Bu çalışma kapsamında bu kavramlar, kök ve dil bağlamında, mimarlığın kendi üzerine düşünmesinin aracı olarak yeniden ele alınmış ve eleştirel bir yöntemle yeniden vi tanımlanmıştır. Gelecekte, anlam ve meşruiyet krizine çare olabilecek sağlam ve geçerli mimarlık kuramlarının bu dil aracılığı ile kurulabileceği öngörülmüştür.