Uluslararası ilişkilerin çalışma alanı, ulusal sınırları aşan bir karaktere sahip olduğu için, doğasmın "küresel" olduğu kabul edilebilir. Devletler arasındaki ilişkilerin derinleşmesi; uluslararası aktörlerin yayılması ve daha etkili olmaya başlaması; ve siyasi konularda ulusal ve ulusal sınırları aşan olaylardaki farklılıkların ve benzerliklerin anlaşılmaya başlanması, uluslararası ilişkilerin sözkonusu karakteristiğini pekiştirmiştir. Bu da, geleneksel ulus-devlet sisteminden farklı olarak, değişik düzeylerde ulusların sınırlarını aşan yaklaşımların oluşmasına olanak sağlamıştır. Bu çerçevede, devletlerin ve toplumların değişen doğası ve ekonominin sınır ötesi mahiyetinin gelişmesi ve derinleşmesi, uluslararası politika çalışmaları için yeni bir çağ yaratmıştır.
The changing nature of state and society has created a new era for international politics, i.e., global society. The theoretical base of globalization reveals that structural variables do not constrain actors but also provide them with some opportunities. Globalization, as an ongoing process, has started in the 19* century. Technological changes, financial integration, and internationalization of services have been considered as the primary causes of globalization. The growth of international trade after the Second World War has been one of the engines of globalizatipn. Therefore, business and economic activities are accepted as prevailing types in the process of globalization.