Toplum içinde yaşayan bireyler birbirleri ile iletişim ve etkileşim içindedir. Bu nedenle aralarında uyuşmazlıkların çıkması olağan bir süreçtir. Uyuşmazlıkların çözümü bakımından taraflar empati ile hareket ettiklerinde sorunun çözümü kolaylaşmaktadır. Ancak bu zamana kadar taraflar, uyuşmazlık konusunda haklı olduklarını belgelemek için dava açma yolunu tercih etmişlerdir. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2008 yılından bu güne kadar hukuk davaları artan bir ivme göstermiştir. Hukuk Mahkemelerinin 2011-2018 yılları arasındaki dosya sayıları incelendiğinde 2018 yılında hukuk mahkemelerinde açılan dava sayısı 2011 yılına göre %24,9 artış göstermiştir. Bu verileri iş mahkemeleri bakımından ayrıntılı incelemeye aldığımızda 2018 yılı istatistiklerine göre önceki yıldan devralınan dosya sayısı 351 507, yeni açılan dava sayısı 162 339, üst mahkemeden bozularak gelen dosya sayısı 26 310 olup toplam dosya sayısı 540 156'dır. Davaların genel ortalama görülme süresi istatistiki olarak 283 gün olmasına rağmen iş mahkemelerinde bu oran 629 gün olarak rapor edilmiştir. Bu veriler ışığında 2011-2018 yılları arasında açılan davaların nerdeyse karara bağlanan davalar kadar olduğunu söylemek mümkündür. Bu da hâkimlerin iş yüklerinin artmasına ve verilen kararların hukuka uygunluğunun tartışılmasına sebep olmaktadır. İş mahkemelerinde açılan davaların büyük bir kısmını alacak, tazminat ve tespit davaları oluşturmaktadır. Türkiye genelinde 2018 yılında iş mahkemelerinde açılan ve karara bağlanan davalarda 112 805 dava (%59,6) ile birinci sırayı alacak davası, ikinci sırayı ise 41 112 dava (%21,7) ile tespit davası almaktadır. Açılan davaların uzun sürmesi, yargılama masraflarının fazlalığı, mahkemelerin tarafsızlığına olan inancın zayıflaması ile uyuşmazlıkların alternatif çözüm yolları ile sonuçlandırılması arayışına girilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 07/06/2012 tarihinde kabul edilmesi ile uyuşmazlıkların arabuluculuk yolu ile çözümlenmesi hukuk sistematiğimizde yer edinmiştir. Türkiye'de yeni bir kurum olduğundan üzerinde tartışmalar yapılarak geliştirilmeye ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle de inceleme konusu olarak bireysel iş uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk konusu seçilmiştir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte bireysel iş hukuku uyuşmazlıklarında arabuluculuk, dava şartı haline gelmiştir. Kanunun uygulama alanı sadece bireysel iş hukuku uyuşmazlıklarıdır. Toplu iş uyuşmazlıkları ayrı bir kanuna tabi olduğundan çalışmamızda yer almayacaktır. İş uyuşmazlıklarında açılan davalar işçi ve işveren arasındaki çalışma barışının bozulmasına neden olmaktadır. Açılan davalar sonucunda elde edilen kararların hakkaniyete uymadığı inancı, kararların icrasında yaşanan sıkıntılar devlete olan güveni de zedelediğinden toplumsal kaosa neden olmaktadır. Devlete güvenin olmadığı, toplum huzurunun sağlanamadığı ortamda suç oranları artmakta, bireyler hukuka aykırı çözümlere yönlenmektedir. Bunun önüne geçmek için özellikle iş uyuşmazlıkların çözümünde tarafların inisiyatif alarak sürece dahil olmaları önem arz etmektedir.
Individuals living in society are in communication and interaction with each other. Therefore, the emergence of conflicts between them is a normal process. When the parties act with empathy in terms of dispute resolution, the solution of the problem becomes easier. However, to date, the parties have preferred to file lawsuits in order to prove that they are right about the dispute. According to the Ministry of Justice data, civil lawsuits have shown an increasing momentum since 2008. When the number of cases at the Civil Courts examined between 2011 and 2018, the number of lawsuits filed at the civil courts in 2018 increased by 24.9% compared to 2011. When we examine this data in detail for labor courts, the number of files taken over from the previous year is 351 507, the number of newly opened cases is 162 339, the number of files coming from the upper court is 26 310 and the total number of files is 540 156 according to the 2018 statistics. The overall average duration of pending cases is statistically 283 days. However, this ratio was reported to be 629 days in labor courts. In light of these data, it is possible to say that the cases opened between 2011 and 2018 are almost as much as the settled cases. This leads to the increase in the workload of judges and the discussions regarding the compliancy of the decisions taken by the courts. The majority of the lawsuits filed in labor courts consist of the actions of dept, compensation, and the declaratory actions. Throughout Turkey, the actions of debt took the first place with 112 805 cases (59.6%) and the declaratory actions took the second place with 41 112 cases (21.7%) among the cases filed and concluded at the Labor Courts in 2018. Due to the long-term proceedings of the pending cases, the high costs of the proceedings, the weakening belief in the impartiality of the courts, the way for an alternative settlement of the disputes have been sought. With the adoption of Law No. 6325 on Mediation in Civil Disputes on 07/06/2012, the resolution of disputes through mediation has taken place in our legal system. As it is a new institution in Turkey, it is required to generate debates in order to facilitate its development. For this reason, "mediation as the litigation condition in the individual business disputes" was chosen as the subject of the review. With the entry of the Labor Courts Law no. 7036 into force, the mediation procedure for the individual labor law disputes has become a condition of litigation. The field of application of the law is only the individual labor law disputes. Collective labor disputes will not be included in our study as they are subject to a separate law. Lawsuits filed in labor disputes cause deterioration of the labor peace between the employee and the employer. The belief that the decisions obtained as a result of the lawsuits filed does not comply with the equity, and the difficulties experienced in the execution of the decisions, tarnish the trust in the state and cause social chaos. In an environment where there is no trust in the state and the peace of society cannot be provided, crime rates increase and individuals are directed to unlawful solutions. In order to prevent this, it is important that the parties take the initiative and take part in the process, particularly in the resolution of business disputes.