Mülkiyet hakkı devren kazanılması ve mülkiyetin aslen kazanılması olmak üzere iki temel şekilde olmaktadır. Mülkiyetin aslen kazanıldığı durumlarından birisi olan, mülkiyetin zamanaşımı yoluyla kazanılmasıdır. Zamanaşımı ile mülkiyetin kazanılması hem taşınır eşya hem taşınmazlar bakımından söz konusu olabilir. Türk Medeni Kanunu'nda hüküm altına alınan zamanaşımı yoluyla mülkiyetin kazanılabileceği gibi sınırlı aynî haklar da kazanılabilir. Türk Medeni Kanunu' nda zamanaşımı, olağan ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı olarak ikiye ayrılır. Olağan zamanaşımı kazanılması ile olağanüstü zamanaşımı kazanılmasının arasındaki temel fark, malın üzerinde mülkiyeti kazanmak isteyen zilyedin, zilyetliği kazandığı andan itibaren ve zamanaşımı süresi boyunca iyiniyetli olması gerekliliğidir. Oysa olağanüstü zamanaşımında mülkiyetin kazanılması bakımından böyle bir koşul aramak mümkün değildir. Zira taşınır ya da taşınmaz eşyanın olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılabilmesi için zamanaşımına konu olan bu eşyanın malikinin kim olduğunun dışarıdan anlaşılamaması, tapu sicilinin aleniyetliğini kaybetmiş olması gerekir. Öyle ki, zilyet bu eşyanın gerçekte malikinin kendisi olmadığını bilir veya bilmese dahi eşyanın gerçekte malikin kim olduğunu öğrenebilme olanağından mahrumdur. Taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması ile olağan zamanaşımı ile kazanılmasından diğer bir farkı ise, taşınmaza zilyet olan kişinin mülkiyeti kazanması için on yıl değil yirmi yıl beklemesi gerekliliğidir. v Zamanaşımı ile taşınmazın mülkiyetinin kazanılmasına ilişkin hükümlerin günümüzde uygulanması çok da fazla karşımıza çıkmamaktadır. Özellikle de taşınmazların olağanüstü zamanaşımı ile kazanılmasına konu olması bakımından bu durum, bir yandan ülkedeki yapılan kadastro çalışmalarının neredeyse tamamlanmış olması ve diğer yandan da Anayasa Mahkemesi'nin 2011 yılında vermiş olduğu bir iptal kararı neden gösterilebilir. Çalışmamızda Türk Medeni Kanunu'nun taşınmazlara ilişkin olağan ve olağanüstü zamanaşımı ile mülkiyetinin kazanılmasına ilişkin hükümler, doktrindeki görüş ve tartışmalar ile Yargıtay' ın vermiş olduğu kararlar ışığı altında değerlendirmiş bulunmaktayız.
Freehold emerges from two basic elements; which are earning the right of property via derivative acquisition or original acquisition. As a variety of original acquisition is acquisition by prescription. Acquiring by prescription is valid for both tangible and intangible assets. As ensured in Turkish Civic Code, a property may acquired by prescription as well as restricted real rights. Acquisition by prescription is divided into two sections in Turkish Civic Code; which are ordinary and extraordinary prescription. The main difference between ordinary prescription and extraordinary prescription is the requirement of bona fides of the possessor within the time period beginning from possession and during the timeline of the prescription. Yet, it is impossible to stipulate such a behavior for acquisition of the property during extraordinary prescription. Hence, to acquire an asset which is tangible or intangible by extraordinary prescription, the publicity of the land registration and or the whereabouts the possessor of the subject asset should be obscured. In fact, even if the possessor does know if he or she is the proprietor, also is deprived of the possibility to confirm the real proprietor of the subject asset. Another difference between ordinary and extraordinary prescription is the requirement of twenty years of demurrage for occupant instead of ten years. It is not very common to exercise terms of acquisition by extraordinary prescription of an asset at the present time. Especially, the annulment decision of The Supreme Court in 2011 and cadastral studies which almost come to an end throughout the nation may shown as the main reasons to lower the occurrence of acquisition by extraordinary prescription. Within this study, we have evaluated the adjudgment of Turkish Civic Code related to acquisition of the property by ordinary and extraordinary prescription within the light of the views of the Doctrine of Turkish Law and the judgements of The Supreme Court.