Archaeological heritage sites are one of the most trustworthy
sources of our cultural and sociological history. Thus, once
the archaeological heritage comes to daylight after centuries
of darkness, they would like to connect with people
immediately to pass the information they have been
carrying. Hence, the bonding needs a catalyst in order to
reflect the spirit of the place. This catalyst is called
“interpretation and presentation”. Many approaches from
excavating and presenting to virtual off-site tours have been
used from the first archaeological excavation to now. These
methods go beyond the physical representation of the site
solely but help its audience to comprehend its spirit.
In this study, three archaeological sites from different
countries are investigated in terms of their interpretation
and presentation methods. These sites are Colonia
UlpiaTraiana (Archaeological Park Xanten) in Germany, Ostia
Antica in Italy and Çatalhöyük in Turkey. Having both distinct
and common methods, these three sites provide an
understanding how interpretation and presentation
approaches place themselves as a communication tool
between people and the archaeological site.
Arkeolojik alanlar kültürel ve sosyolojik kültürümüzün en
güvenilir kaynaklarından olma özelliği göstermektedirler. Bu
sebepten dolayı, bir kere arkeolojik miras yüzyıllar boyu
süren karanlıktan sonra gün yüzüne çıktığında, taşıdığı
bilgileri insanlara aktarmak için bağ kurmak istemektedirler.
Bu bağın, alanın ruhunu yansıtması için bir katalizöre ihtiyacı
vardır. Bu katalizör de “yorumlama ve sunum”dur. Arkeolojik
alanlarda günümüze kadar kazıp bırakma yaklaşımından,
arazi dışından sağlanan sanal turlara kadar birçok sunum
yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemler alanın fiziksel
sunumunun ötesine geçerek ruhunu da okutmaya yarayan
yaklaşımlar sunmaktadır.
Bu çalışmada, farklı ülkelerden üç tane arkeolojik alan,
yorumlama ve sunum yöntemleri çerçevesinden
incelenmektedir. Bu alanlar, Almanya’daki Colonia Ulpia
Traiana (Xanten Arkeoloji Parkı), İtalya’daki Ostia Antica ve
Türkiye’deki Çatalhöyük’tür. Birbirinden hem farklı hem de
kesişen yöntemlere sahip bu alanlar, arkeolojik alanlarda
yorumlama ve sunum kavramlarının insan ve arkeolojik alan
arasında iletişim aracı olarak nasıl konumlandığını
anlamamıza yardımcı olmaktadır.