Herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını ifa ederken uymakla yükümlü olduğu dürüstlük kuralı, temel bir hukuk ilkesi
konumundadır. Dürüstlük kuralı ve onun bir yansıması olan hakkın kötüye kullanılması yasağı, iddia ve savunma hakkının kullanılmasına aracılık eden avukatlar bakımından da geçerlidir. Yargının kurucu unsurlarından bağımsız savunmayı
temsil eden avukatların, müvekkillerinden bağımsız olarak dürüstlük kuralına uygun bir şekilde iddia ve savunma hakkını
kullanmaları gerekir. Avukatın dürüst davranma yükümlülüğü, sadece müvekkiline değil; yargı organlarına, yargılamaya
katılan kişilere ve millete karşıdır. Zira dürüst davranma yükümlülüğüne aykırılık, yargının paydaşlarına somut zarar
vermekle birlikte; iddia ve savunma hakkının kötüye kullanılmasından en büyük zararı avukatlık mesleğinin itibarı ve adil
yargılanma hakkı görmektedir. Avukatların dürüst davranmayabileceğine ilişkin kuşku, mesleğin saygınlığına gölge
düşürmekte; iddia ve savunma hakkının etrafına etik kurallardan başka duvarlar örülmesi ihtiyacının olduğu düşüncesini
doğurabilmektedir. Bu düşüncenin doğması bile yargı diyalektiği ile bağdaşmaz.
The good faith rule is a fundamental legal principle which everyone is obliged to abide by when exercising his
rights or performing his debts. The good faith rule and the prohibition of abuse of the right, which is a reflection of
it, also apply to lawyers who use the right to claim and defend. During the execution of the legal profession, as the
founding element of the judiciary, the lawyer must exercise his right to claim and defend independently from his
client in accordance with the good faith rule. A lawyer's obligation to be honest is not just towards his client but it is
also towards the judicial bodies, the people involved in the trial, and the public. Because, while acting against this
obligation gives concrete damage to the participants of the judiciary the biggest damage is to the reputation of the
lawyer profession and the right to a fair trial. The suspicion that lawyers may not act honestly casts a shadow over
the reputation of the profession and may lead to the idea that some other walls, other than ethical rules, need to be
built around the right to defend. Even the birth of this idea is incompatible with judicial dialectics.