Kural olarak, yapılan her tıbbi müdahale insanın yaşam hakkı ve bedensel bütünlüğünün ihlalini gündeme getirecektir. Tıbbi müdahalenin hukuka uygun olması için yapılan bu müdahalenin yetkin ve uzman hekimler tarafından, tıp mesleğinin öngördüğü kural ve ilkeler doğrultusunda icra edilmesi ve en nihayetinde hastanın aydınlatılarak rızasının alınması gerekir. Bu kapsamda, hastanın kendi bedeni üzerinde yapılacak tıbbi müdahaleye rızasının alınmasının önkoşulu hastanın aydınlatılmasıdır. Yapılan çalışmada ayrıntılarıyla ifade edileceği üzere, salt hastanın aydınlatılması tıbbi müdahaleyi hukuka uygun hale getirmemekte; yapılan aydınlatmanın kim tarafından, ne zaman, hangi biçim ve ayrıntıda yapılacağı önem arz etmektedir. Hekimin aksine davranışları cezai, idari ve etik sorumluluğunu doğurmakla birlikte hukuki sorumluluğunun doğmasına ve bu bağlamda maddi ve manevi tazminat ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya kalmasına yol açacaktır.
Essentially, any medical intervention revives the infringement of people's right to live and physical integrity. For a justifable medical intervention, any intervention should be made by authorities and attending physicians, who, should obey the medical ethics, their legal disclosure obligations and receive patient’s approval. Within this scope, prior action of the patient’s approval is disclosing that patents about the medical intervention which will be furnish on their body. As indicated in this study, disclosure is not enough to legalize a medical intervention. Points to take into consideration are that disclosure is made by whom, when and how. Otherwise, unlawful behaviors of physicians will cause their legal liabilites as criminal, ethic, meterial and moral compensation.