dc.description.abstract |
Bu makalede; Ankara'nın tarih içinde kaybettiği doğal, tarihsel ve kültürel mirası özetlemeye çalışılacak, bu kayıpların önemli bir "Kültürel Bellek Yitimi (kaybı)" olduğunu vurgulanacaktır. Amaç, doğal ve tarihsel "Bellek" yitiminin önüne geçebilmek amacıyla çevresel, kentsel, sosyal ve kültürel politikalar önermektir.
Yazıda, Ankara'nın yüzyıllarca korunmuş doğal ve tarihsel/kültürel çevresinin; bağlar, akarsular, dereler, tarihi çevre ve Cumhuriyet Dönemi Mimarisi'nin neden ve nasıl yok edildiği, neden korunamadığı açıklanmaktadır.
Ankara bilinen tarihinin 2000 yılı boyunca çeşitli medeniyetlere beşiklik ve başkentlik etmiştir. Ankara'da tarih boyunca çeşitli uygarlıkların yerleştiği alanlar karmaşık ve çok katmanlıdır.
Şehir içindeki ve çevresindeki arkeolojik buluntular, höyükler zengin tarihi kültür katmanlarının üzerinde bulunduğumuzun göstergeleridir. Günümüze kadar ulaşabilmiş Augustus Tapınağı, Roma Hamamı, Ankara Kalesi ve son yıllarda ortaya çıkarılan Antik Dönem Tiyatrosu ve Kale Surlarında kullanılan devşirme yapı kalıntıları, başlıklar, heykeller, Ankara'nın Roma (ve daha sonra Bizans) kimliğinin göstergeleridir.
İnsanlığın yaşadığı ve çok değişik olaylara sahne olan tarihi kentler, bir topluluğun toplumsal, siyasal, kültürel, ruhsal zenginliğinin en önemli göstergesidir.
Ankara binlerce yıllık birikim sonucu oluşmuş bir kenttir. Tarihi Galatlara kadar gitmektedir. Ankara ile birlikte düşünülen en önemli sembolik öğe Kale ve Çankaya'dır. Biri tarihi geçmişi, öbürü ise Cumhuriyet Türkiye'sini sembolize eder. Birçok kente nasip olmamış zengin bir kültür birikimi bulunmaktadır. Cumhuriyetin yeni, çağdaş, modern bir "Başkent" oluşturma idealinin gerçekleştiği kenttir. |
tr_TR |