20. yüzyıl mimarlık ürünleri, üretildiği dönemden bugüne tartışma konusu olmuştur. Bunun sebebi geleneksel, alışılagelmiş estetik anlayışın, bu yüzyılın mimari dilinde tamamen kaybolmasıdır. Önceki dönem mimarlığından farklı ölçütlere sahip olmaları, koruma nosyonunun da 20. yüzyıl mimarlık mirası bağlamında yeniden ele alınması gerekliliğini doğurmuştur. Miras kapsamında değerlendirilmesi için bir yapının, eskilik, estetik, tarihsel, işlevsel, sembolik gibi belirli değerlere sahip olması beklenir. Bu değerler, miras öğelerinin nasıl korunması gerektiğini etkileyen önemli faktörlerdir. Ancak, 20. yüzyıl mimarlık ürünleri bu kapsamda kimi değerlerle örtüşmemekte; yeni ölçütlere ihtiyaç duymaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara, mimarlık tarihimizde önemli yeri olan çok sayıda modern mimarlık mirasına ev sahipliği yapmaktadır. Cumhuriyet'in kurulması ile Atatürk Bulvarı aksı ve onu besleyen diğer caddeler, banka yapıları, bakanlıklar, okullar, vb. modern kamu yapılarının ve yapı tipolojilerinin merkezi haline gelmiştir. Bu tez kapsamında incelenen 1937-1938 yılları arasında Alman mimar Martin Elsaesser tarafından tasarlanan Sümerbank Genel Müdürlük Binası da, bu aks üzerine konumlanan ve kente modern kimliğini veren yapılardan biridir. Bu çalışmada, 20. yüzyıl mimarlık mirası kavramına dikkat çekmek ve kısa zaman önce onarım geçiren bir örnek üzerinden uygulama alanında yapılanları tartışmak amacıyla, Sümerbank Genel Müdürlük Binası'nın yeniden işlevlendirme süreci incelenmiştir.
The architectural works of 20th century have been the question of debate since they had been produced. This is because the traditional and conventional aesthetical perception has completely disappeared in the architectural language in this century. In order to be heritage, a building is expected to have certain values such as age, aesthetic, historical, functional, symbolic, etc. However, 20th century architectural heritage do not overlap with certain values in this context; it needs new criteria. Because of having different criteria than previous period architecture, it is necessary to reconsider the notion of conservation in the context of the 20th century architectural heritage. The capital of Republic of Turkey, Ankara, has numerous modern architectural heritage which take important place in history of modern architecture. Since the establishment of the Republic, Atatürk Boulevard and nearby streets have been hosting several public buildings, giving the city its modern identity, such as bank buildings, ministries, schools, etc. One of those is Sümerbank General Directorate Building, which was designed by German architect Martin Elsaesser between 1937 and 1938. In this study, Sümerbank General Directorate Building has been analysed in order to draw attention to the concept of 20th century architectural heritage and to discuss what has been done in practice through an example that has recently undergone restoration.