16 Nisan 2017 günü gerçekleştirilen referandumda kabul edilen anayasa değişikliği ve 2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi ile parlamenter sistemden uzaklaşılarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmiştir. Yeni sistem ile birlikte Cumhurbaşkanı yürütmede tek aktör olmuş ve bunun neticesinde kamu politikası oluşturma sürecinde genel anlamda idari düzenleyici işlemler yapma yetkisine kavuşmuştur. Cumhurbaşkanı, düzenleyici nitelikte idari işlem yapma yetkisini, 1982 Anayasasının değişiklik öncesi halinde de mevcut olan, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi adı altında kullanmaktadır. Ancak yeni sistemde eskisinden farklı olarak olağanüstü hal dönemlerinde de Cumhurbaşkanına kanun hükmünde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarma yetkisi tanınmıştır. Yeni sistemle birlikte olağan dönemlerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin uygulama alanı, eski sistemle kıyaslanmayacak derecede genişlemiştir. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yürütmeye tanınan düzenleme yetkisi, nitelik açısından da farklı bir yöne doğru evrilmiştir. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin düzenleme alanlarının genişlemesi de Cumhurbaşkanına ilk defa bu kadar genel anlamda düzenleyici işlem yapma yetkilerinin tanınmasına sebep olmuştur. Bu tanınan yetkiler neticesinde Cumhurbaşkanlığı kararnamelerin hukuki niteliklerinde ve hiyerarşik anlamda bulunduğu konumda da bir takım değişiklikler yaşanmıştır. Bu düzenlemeler ışığında, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yargısal denetimlerinin önünün açılması da kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu çalışmada, 2017 yılı Anayasa değişikliğinin gerekçeleri, yeni hükümet sisteminin içeriği, yetkileri, yasama ve yürütme bağlamında ilişkileri incelenecek, başkanlık sistemi ile karşılaştırması yapılacaktır. Uygulama aracı olarak hayatımıza giren Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin tanımı yapılarak, türleri incelenecek, hukuki rejimleri, hiyerarşik anlamda konumları belirlenmeye çalışılacak ve yargısal açıdan denetimleri incelenecektir.
With the constitutional amendment adopted in the referendum held on 16 April 2017 and the Presidential election held in 2018, the parliamentary system was abandoned and the Presidential Government System was adopted. With the new system, the President has become the sole actor in the executive and as a result, has gained the authority to carry out administrative regulatory actions in general in the process of public policy formation. The President exercises his/her authority to carry out regulatory administrative acts under the name of Presidential Decree, which was also present before the amendment of the 1982 Constitution. However, in the new system, unlike the previous ones, the President was given the authority to issue Presidential Decree in the force of law during the state of emergency. With the new system, the area of application of the Presidential Decree issued in ordinary periods has expanded incomparably with the old system. The regulatory power granted to the executive with the Presidential Decree has evolved in a different direction in terms of quality. The expansion of the regulatory areas of Presidential Decrees has also led to the granting of the President of the Republic of such general regulatory powers for the first time. As a result of these granted powers, there have been some changes in the legal nature and hierarchical position of Presidential decrees. In the light of these regulations, it has become inevitable to pave the way for judicial review of Presidential Decrees. In this study, the reasons for the Constitutional amendment in 2017, the content of the new government system, its powers, its relations in the context of the legislature and the executive will be analyzed and compared with the presidential system. The definition of Presidential Decrees that come into our lives as a tool of implementation will be made, their types will be examined, their legal regimes will be determined in a hierarchical sense and their judicial control will be examined.