Günümüz anayasalarının pek çoğunda milli kimlik ve milli egemenlik gibi, temel felsefi motivasyonunu Fransız İhtilali'nden alan kavramlara rastlamak artık doğal bir hal almıştır. İhtilal sonrasında Avrupa'da eşitlik ve özgürlük anlamına gelen milliyetçilik, Avrupa dışı coğrafyalar için bir kriz ve dağılma anlamına geliyordu. Milliyetçiliğin olumsuz etkisine karşı Osmanlı'da başlayan milli kimlik hareketleri, Kânûn-ı Esâsî'de anayasal bir vatandaşlık olarak Osmanlı vatandaşlığını getirmiştir. 1921 Anayasası ilk defa milli egemenlik ilkesine yer veren anayasamız olmuştur. 1961 ve 1982 Anayasalarının adeta birer "ideolojik manifesto" niteliği taşıyan Başlangıç kısımları Türk Anayasacılığı, hukuku hatta siyasi hayatı için belli dönemlerde çıkmazlara girilmesine neden olmuştur. Bu durum, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla bu hukuki ve siyasi çıkmazlar perçinlenmiştir. 1924 Anayasasında,1937 yılında, yapılan değişiklikler ile milliyetçilik anayasal bir ilke olmuştur; 1961 Anayasası'nın metninde "milli devlet", 1982 Anayasası'nda ise "Atatürk Milliyetçiliği" şeklinde yer almıştır. Bu tez kapsamında, milliyetçilik kavramının terminolojik incelemeleri, doğuşu, tarihi süreçleri ve dönüşümleri ele alınmıştır. Buradan hareketle milliyetçilik kavramının, anayasalara etki süreçleri Türkiye'de anayasal bir ilke halini alması incelenmiştir. Milliyetçilik ilkesinin sınırlarının belirginleştirilmesi, günümüz koşullarında yeniden değerlendirmeler yapılması gerektiği ve bu bağlamda hukuk ve özelde anayasada ne şekilde yer alması gerektiğinin ortaya konulması hedeflenmiştir.
It is now natural to come across concepts such as national identity and national sovereignty that derive their fundamental philosophical motivation from the French Revolution in many of today's constitutions. Nationalism, which means equality and freedom in Europe after the revolution, meant a crisis and disintegration for non-European geographies. The national identity movements that started in the Ottoman Empire against the negative effect of nationalism brought Ottoman citizenship as constitutional citizenship in Kânûn-ı Esâsî. The 1921 Constitution was our first constitution to include the principle of national sovereignty. The preamble parts of the 1961 and 1982 Constitutions, which are almost "ideological manifestos", have caused stalemates for Turkish constitutionalism, law and even political life at certain times. This situation has been reinforced by the decisions of the Constitutional Court, these legal and political dilemmas. With the changes made in the 1924 Constitution in 1937, nationalism became a constitutional principle; It was included in the text of the 1961 Constitution as "national state" and in the 1982 Constitution as "Atatürk Nationalism". In this thesis, terminological studies, emergence, historical processes and transformations of the concept of nationalism are discussed. Here the concept of nationalism movement, constitutional processes to effect a constitutional principle the receiving state in Turkey is examined. It is aimed to clarify the boundaries of the principle of nationalism, to be re-evaluated in today's conditions and to reveal how it should be included in the law and in the constitution in particular.