Since her childhood George Eliot was a keen observer of her time in terms of human relationships, woman's status in society, and the concept of religion. Eliot reflected her observations in her novels by stating her views on the place and importance of religion in human life, and by discussing the social problems of her time. She lived in Victorian society, which was characterized by limited mobility or very little flexibility in terms of social behavior and rules particularly for women. That is to say, the norms of the Victorians Age might be interpreted as a difficult life for most of its people. As an incongruous individual in her time, George Eliot did not sacrifice her own ideals, her sense of religon, and social behavior. She was radically different from the characters she depicted in her fiction, she did not reflect a traditional ladylike figure of her time in her real life. Her novels provided her with ample opportunity and great freedom to reflect herself freely because fiction was her domain where were no obstructions, limitations, and rules. Eliot never tries to impose her own way of living to her readers in her novels.For instance, her novel, Adam Bede,includes strong religious faith and moral teaching which does not fall in line with her real life. Rather,through the protagonists she emphasizes over and over again the significance of religion and praises the value of religious doctrines. Eliot deals with the concept of religion in Adam Bede through several contradictory characters to show that religion provides lessons and enables man to find his way in his life journey. The novel also emphasizes that religion offers comfort in times of trouble and provides hope in the midst of despair. In brief, religion in the novel suggests that the world is not only permeated with trouble and confusion, it is at the same time a friendly home created for man by Divine Essence.
George Eliot çocukluğundan itibaren insan ilişkileri, kadının toplumdaki statüsü ve din konularında dönemin iyi bir gözlemcisi olmuştur. Eliot romanlarında din kavramının insan hayatındaki yerini ve önemini belirtmiş ve dönemin sosyal sorunlarını tartışarak gözlemlerini yansıtmıştır. Özellikle kadınlar için sosyal davranış ve kurallar göz önüne alındığında Eliot, katı kurallarıyla tanınan Kralıçe Victoria döneminde yaşamıştır. Victoria Çağı özellikle kadınlar için baskıcı yapısından ötürü zor bir dönem olarak yorumlanabilir. Kendi ideallewrinden, din anlayışından ve toplumsal yaşamda davranışlarından ödün vermeyerek, Eliot içinde yaşadığı zamana uymayan bir portre çizmiştir. Romanlarında tanımlamış olduğu karakterlerden radikal anlamda farklıdır. Kendi gerçek hayatı, zamanın geleneksel hanımefendi karakterini yansıtmaz. Romanları ona kendisini özgürce anlatabilmesi için çok geniş bir imkan ve büyük özgürlük sağlasa da Eliot romanlarında hiçbir zaman kendi yaşam biçimini okuyucularına empoze etmeye çalışmamıştır. Örneğin, Adam Bede roanı kendi yaşam tarzı ile uyuşmayan çok güçlü dini inanç ve ahlaki öğretiler içermektedir. Romanda dinin önemini vurgulamış ve dini öğretilerin değerini yüceltmiştir. Eliot din kavramını Adam Bede romanında bir çok zıt karakter kullanarak işlemiştir. Bunun sebebi de dini, insanların hayat yolculuklarında yollarını bulabilmelerini sağlayan bir araç ve öğreti olarak görmesidir. Roman ayrıca dinin zor durumlarda rahatlama ve çaresiz durumlarda umut sağladığını vurgulamakta, dünyayı sadece kaos ve karmaşa ile kaplı değil, aynı zamanda İlahi Güç'ün insanoğlu için yaratmış olduğu dostane bir yuva olarak göstermektedir.