Matthew Lewis is a highly imaginative and creative writer in his depictions of extraordinary, rebellious, and demonic characters, who remain outside the mainstream of the eighteenth century novel. In a style of authentic narrative, he makes a chain of terror and violence, intended to penetrate deeply into the moral and social atmosphere of the age. The Monk, one of the masterpieces of English Gothic literature, exerts a considerable influence over the writings of the novelists like Charles Dickens, the Bronte sisters, Sir Walter Scott, and so on. The elements of this influence - the criminal monk, terror and violence, incest and brutal sexuality, the Wandering Jew and the Bleeding Nun - have been used by various Gothic writers including Ann Radcliffe and Charles Robert Maturin. Matthew Lewis indicts the codes and norms of The Age of Reason in The Monk. He subverts the world-view of Newton and Descartes, for whom each element in nature has a fixed place and all models of social and moral action are derived from the method of reason. To reveal the failure of the social system of the Enlightenment, Lewis creates a pseudo- scientific atmosphere in which black magic, exorcism, and enchantment (they are also representative of a pseudo-medieval atmosphere) take the place of rationalism and secularism of the dominant culture. Asserting that man is irredeemably lost in the nightmarish world of mathematical rules and formulas, the spiritual health and integrity of the individual can only be achieved through searching for a release from the darkness of Enlightenment sociability and rationality.
Matthew Lewis, on sekizinci yüzyıl romanının akışı dışında kalan sıra dışı, başkaldıran ve şeytani karakterler yaratmada son derece becerikli ve hayal gücü kuvvetli bir yazardır. Orijinal bir anlatım tarzı içerisinde, çağın sosyal ve ahlaki atmosferinin içine derinlemesine inerek terör ve vahşetin zincirini oluşturur, ingiliz Gotik Edebiyatı'nın başyapıtlarından biri olan The Monk, Charles Dickens, Bronte kardeşler ve Sir Walter Scott gibi yazarlar üzerinde gözle görülür bir etki yaratmıştır. Bu etkinin unsurları - terör ve vahşet, ensest ve yabani cinsellik gibi temalar, the Wandering Jew, the Bleeding Nun ve Ambrosio gibi karakterler - Ann Radcliffe ve Charles Robert Maturin'i de kapsayan pekçok Gotik yazarlar tarafından kullanılmıştır. Matthew Lewis The Monk adlı eserinde Akıl Çağı'nın kanunlarını ve kurallarını eleştirir. Sosyal ve ahlaki hareketin tüm biçimlerinin akıl metodundan ileri geldiğini ve doğadaki her unsurun belli bir yeri olduğunu ileri süren Newton ve Descartes'in bakış açılarını sarsarak yıkar. Lewis, Aydınlanma Çağı'nın sosyal sisteminde meydana gelen başarısızlığı açığa çıkartmak için kara büyü, kötü ruhların dualarla defedilmesi, ve büyünün, baskın kültürün akılcılığının ve laikliğinin yerini aldığı sahte bir bilimsel vıı atmosfer yaratır, insanın matematiksel kuralların ve formüllerin kabusvari dünyasında kaçınılmaz bir şekilde kaybolduğunu ileri sürerek bireyin ruhsal sağlığının ve bütünlüğünün ancak Aydınlanma toplumculuğunun ve akılcılığının karanlığından kurtulma çabasıyla sağlanabileceğini belirtir.