George Eliot, as a unique author, is a keen observer of her society in terms of understanding the evolution of female consciousness. She questions the effects of the capitalist, industrial, patriarchal world of men in shaping women's identity. She shows that women's status and rights are assigned within a patriarchal set up. For Eliot, women are the direct products of the basic suppositions of male oriented and dominant social values. Thus, Eliot creates a new woman who suffers and tries to break the narrowness of her traditional role to achieve moral and economic independence. To reveal the new woman concept, she compares two dissimilar women types in The Mill on the Floss, and by this way she paves the way for the awakening of women. According to Eliot, becoming a complete human being is more important than assuming the gender roles. To do this, masculine and feminine sides of a person are to be balanced. What makes Eliot outstanding is her suggestion of this unification. At this point, by stressing the importance of achieving unity, Eliot challenges the IV sexist viewpoint of her age. She is aware that equalizing the sexes is an important task and only manageable through self-sacrifice. In the novel, Maggie is able to complete her unification as a result of the hardships she encounters. However, the social milieu is not ripe enough to assert her identity, and Eliot draws a tragic picture at the end only to defer her developed vision to the future.
George Eliot, kadın bilincinin gelişimini anlama konusunda dikkatli bir toplum gözlemcisi olmuştur. Eliot, kadın kimliğinin şekillenmesinde erkeklerin kapitalist, endüstriyel ve ataerkil dünyasının etkilerini sorgulayarak kadının statüsü ve haklarının ataerkil bir düzen içerisinde tayin edildiğini göstermektedir. Kadınlar erkek egemen sosyal değerlerin oluşturduğu temel varsayımların doğrudan ürünüdür. Bu yüzden Eliot acı çeken ve ahlaki ve ekonomik bağımsızlığını kazanmak için geleneksel rolünün sınırlarını yıkmaya çalışan yeni kadını yaratır. "Yeni kadın" kavramını ortaya koymak için, The Mill on the Floss adlı romanında iki farklı kadın tipini karşılaştırır ve bu yolla kadın uyanışının yolunu açar. Eliot'a göre, "bütün bir insan" (birey) olmak cinsiyet rolleri üstlenmekten daha önemlidir. Bunu başarmak için kişinin erkek ve dişi yönlerinin dengelenmesi gerekir. Eliot'ı sıradışı kılan nokta da bu birleşme fikridir. Yazar bu noktada, böylesi bir bütünlüğü sağlamanın önemini vurgulayarak döneminin cinsiyet ayrımcı bakış açısına meydan okur. Eliot, cinsiyetlerin dengelenmesinin önemli VI olduğunu belirterek bunun üstesinden ancak bireyin kendini feda ederek gelenebileceğinin farkındadır. Romanda Maggie karakteri karşılaştığı zorlukların sonucunda bir bütünlük oluşturur. Fakat sosyal çevre onun kimliğini öne sürebilmesi için olgun bir yapıda değildir ve Eliot kitabın sonundaki trajik betimlemeyi sadece kendi çağını aşan dünya görüşünü geleceğe ertelemek için yapar.