The aim of this thesis is to study the artificial lighting preferences of instructors in the offices of Interior Architecture and Architecture departments in Çankaya University. In addition, to find out if there is an effect of the intensity of artificial lighting, age, gender, Correlated Color Temperature (CCT) of light on the preferences of artificial lighting of office users. In order to measure the intensity of artificial light in the offices, a field study was conducted and a questionnaire was administered to the office users. The results of the study revealed that most of the office users prefer to use both artificial and natural lighting, and fluorescent light is the most preferred artificial lighting. Results showed that there was no significant relationship between gender and the type of lighting preference and the main type of artificial lighting preferred in the offices. Likewise, there was no significant relationship between gender and the sufficient intensity of the artificial lighting in the offices.
Bu tezin amacı Çankaya Üniversitesi İç Mimarlık ve Mimarlık bölümlerinde bulunan ofislerin öğretim elemanları tarafından yapay aydınlatma tercihlerini araştırmaktır. Ayrıca, yapay ışıklandırmanın yoğunluğu, yaş, cinsiyet, ışığın benzer renk sıcaklığı (BRS)'nin bu ofisleri kullanan öğretim elemanlarının yapay ışıklandırma tercihlerinde bir etkisinin olup olmadığını araştırmaktır. Ofislerdeki ışığın yoğunluğunun ölçülmesi için alan çalışması yapılmıştır ve ofis kullanıcılara anket verilmiştir. Bu çalışma ofis kullanıcılarının çoğunun hem yapay hem de doğal ışıklandırma kullanımını tercih ettiğini ortaya çıkarmıştır. Sonuçlara göre ofis kullanıcılarının çoğunun floresanı tercih ettiğini göstermiştir. Bunun yanında ofis çalışanları ve aydınlatma tercihleri türleri arasında cinsiyete dayalı önemli bir bulgu bulunmadığını ve ofis ortamında yapay aydınlatmanın genel tipinin tercih edilmekte olduğunu göstermektedir. Ayrıca, ofis çalışanları ve ofislerinde yapay aydınlatmanın yeterli düzeydeki yoğunluğu arasında da önemli bir ilişki olmadığını göstermiştir.
