Yazılım dünyasında önemi hızla artan sürekli entegrasyon teknolojisinin, projelerin verimliliğini arttırdığı ve kullanıcıya önemli bir zaman kazandırdığı bilinmektedir. Çevik yazılım methodolojisini benimseyen kurumlar, çevik yazılımın bir parçası olan sürekli entegrasyonu da bir şekilde hayatlarına katmak istemektedirler. Sürekli entegrasyon, projelerin versiyon kontrolleri, derlenmeleri, derlenme sonrası çıkan sorunlar, teslerin koşulması ve raporlanması gibi bir çok iş yükünün otomatikleştirilmesini sağlamaktadır. Bu sayede, bu işlere hacanacak zamandan ve gereksiz iş yükü kaybından tasarruf edilmektedir. Ayrıca, çalışanların daha verimli bir şekilde kullanılması sağlanıp, projelerin verimliliği ciddi bir sekilde arttırılmış olmaktadır. Çok fazla rağbet gören bu teknoloji, piyasada çok fazla rekabeti beraberinde getirmektedir. Piyasada çok sayıda sürekli entegrasyon aracı ve hepsinin birbirlerini geçebilmek için öne sundukları farklı becerileri mevcuttur . Bu kadar araç arasından da seçim yapmak oldukça zorlaşmaktadır. Özellikle TÜBİTAK SAGE gibi kapalı ağa sahip bir kurum için seçim yapmak zordur ve dogru seçimi yapmak oldukça önem arz etmektedir. Kapalı ağ, beraberinde kullanılacak araçların deposunu yerel ağda tutma zorunluluğunu getirmektedir. Dolayısıyla bir aracın beklenen isterleri karşılamaması ve kullanılamaması, faydadan çok maddi ve manevi zarara neden olacaktır. Yanlış bir araç seçilirse, yeni bir araç için oluşturulan depo sil baştan tekrar kurulacaktır. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda, yeni bir teknolojiye alışma evresinde vakit kaybı ve çalışcan motivasyon kayıpları ortaya çıkacaktır. Bununla birlikte artması gereken verimlilik, tam tersi yönde etkisini gösterecektir. Litaretürde Sürekli entegrasyon araçları için AHP methodunun kullanıldığı bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu çalışmada uygulanan AHP sürecinin farklılığı da çalışmanın özgünlüğünün bir parçasıdır. Bütün bunlar doğrultusunda, bu çalışmada, TÜBİTAK SAGE kültürüne ve çalışma stiline uygun sürekli entegrasyon aracı seçilmesi sağlanmaktadır. Bu seçim çok kriterli karar verme yöntemi olan Analitik Hiyerarşi Süreç metodu kullanılarak yapılmaktadır. Bu çalışmada, çalışma grubu ve uzman grubun konsorsiyumu ile sistematik bir süreç uygulanmıştır. Sonuç olarak, sürekli entegrasyon araçları seçilirken uyumluluk, esneklik ve genişletilebilirlik, işlevsellik ve güvenilirlikten oluşan kriter seti kullanılacağı belirlenmiştir. Çalışmada, en yüksek değere sahip kriter 0.33427 öncelik derecesi ile işlevsellik olarak belirlenmiştir. En düşük değere sahip kriter ise 0.19172 öncelik derecesi ile uyumluluk olmuştur. Son olarak, kurum kültürümüze ve isterlerine uygun dört farklı sürekli entegrasyon aracının Analitik Hiyerarşi Süreç sistemi ile değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın sonucunda, alternatifler arasından Alternatif 1 %37.14 oranı ile birinci seçilirken, onu %28.86 ile Altenatif 2 takip etmektedir.
In the software world, it is known that continuous integration technology, importance of which is growing rapidly, enhances the efficiency of projects and saves significant time to the user. Institutions that adopt agile software methodology want to include the continuous integration, which is part of agile software, into their business lives. Continuous integration provides automation of various workloads such as version control of the projects, build issues, problems after build, running and reporting of tests. In this way, time to be spent on these tasks and unnecessary workload loss is reduced. Thus, by ensuring more effective use of employees, the efficiency of projects is significantly improved. This technology, which is very popular, brings along a lot of competition in the market. There are a number of continuous integration tools on the market and all of them have different characteristics they offer to get ahead of each other. Choosing the right tool among the alternatives is a challenging task for the companies. Especially for an institution with a closed network such as TÜBİTAK SAGE, it is difficult to choose and make the right choice for a continuous integration tool. The closed network brings the obligation to keep the repositories of the tools to be used in the local network. Therefore, if a tool does not meet the expected requirements and cannot be used, it will cause material and moral damage rather than a benefit. If the wrong tool is selected, then the repositories created for a new tool need to be reinstalled from the beginning. When the continuous integration tool is chosen wrongly, switching to a new technology will cause loss of time and demotivation of the employees. Hence, the expectation of increase in productivity by the usage of such tools will diminish and will bring inefficiency instead. There is no study in which the AHP method is used for continuous integration tools in literature. The difference of the AHP process applied in this study is also a part of the originality of the study. In line with all these, in this study, it is aimed that a continuous integration tool that is suitable for TÜBİTAK SAGE culture and working style is selected. This selection is performed using Analytic Hierarchy Process, which is a multi-criteria decision making method. A systematic process was applied with the consortium of the study group and the expert group. As a result, criteria set consisting of compatibility, flexibility and expandability, functionality and reliability were determined to be used when selecting continuous integration tools. As a result, the priority levels of these criteria were functionality with the highest value with 0.33427, while compatibility with the lowest value with 0.19172. Finally, four different continuous integration tools selected according to the corporate culture and requirements were evaluated with the AHP method. As a result, among the alternative, alternative 1(Jenkins) was chosen first with rate of 37,14%, followed by Alternative 2(TeamCity) with rate of 28,86%.