Makro stres testi uygulamaları ilk olarak 1991 yılında Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından başlatılan Mali Sektör Değerlendirme Programı (FSAP) ile tanıtılmıştır. Her ekonomik ve finansal krizle birlikte makro stres testlerinin popülaritesi artmıştır. Bu çalışma, Vektör Hata Düzeltme modeli ve kamuya açık en güncel veriler kullanılarak makro değişkenler üzerindeki şoklara karşı Türkiye'nin finansal istikrarını test etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, finans sektörünün temel direği olan bankacılık sektörü üzerine, 2005-2021 dönemi aylık verilere dayalı Vektör Hata Düzeltme Modeli kullanılarak makroekonomik değişkenler üzerine şoklar verilmesi ile stress testi uygulanmıştır. Şokların seçilen finansal istikrar göstergesi takipteki kredi oranı üzerindeki etkisi Etki-Tepki Fonksiyonları kullanılarak analiz edilmiştir. Sonuçlar, bankacılık sektörünün uygulanan şoklara dayanıklı olduğunu ve takipteki kredi oranındaki artışın önemli bir endişe kaynağı olmadığını göstermiştir. Mevcut çalışma ayrıca, periyodik testler gerçekleştirerek ve sonuçları yayınlayarak ihtiyatlı gözetim ihtiyacının, gelecekteki olası şoklara hazırlıklı olmak için büyük önem taşıdığını vurgulamıştır.
Macro stress testing applications were initially introduced in 1991 with the Financial Sector Assessment Program (FSAP) launched by International Monetary Fund (IMF). Along with each economic and financial crisis, the popularity of macro stress testing increased. This study aims to investigate the financial stability of Turkey by testing it against shocks on macro variables using the Vector Error Correction model and the most up-to-date publicly available data. To this end, the banking sector as the main pillar of the financial sector was stress-tested against macroeconomic shocks using the Vector Error Correction Model based on monthly data for the period between 2005-2021. The impact of the shocks on the selected financial stability indicator, non-performing loan ratio was analyzed using Impulse Response Functions. The results showed that the banking sector was resilient to the applied shocks and the increase in non-performing loan ratio was of no significant concern. The present study also highlighted that the need for prudential oversight by conducting periodic tests and publication of the results remains of substantial importance to be prepared for possible future shocks.