Rasyonel seçimler, temel ihtiyaçların uyumlu ve tutarlı bir şekilde giderildiği ve elde edilecek faydanın en üst düzeyde olduğu seçimler olarak tanımlanır. Günlük hayattaki insan seçimleri genellikle rasyonellik varsayımına dayandırılmaktadır; ancak bu varsayımın her zaman sağlanmadığı ve insanların her zaman rasyonel kararlar vermediği görülmektedir. Karar verilecek konunun karmaşıklığı veya ifade şekli, verilecek kararın rasyonel olup olmayacağını etkilemektedir. Bu durum insanların farklı kalıplarda sunulan aynı seçenekleri farklı algılamaları sonucunda oluşmaktadır. Yani, seçeneklerin sunum biçimi karar vericinin algısını etkilemekte, bu da kararın niteliğini (rasyonel olup olmadığını) belirlemektedir (Tversky & Kahneman, 1981). Verilen kararlar, kuşkusuz, ekonomiyi ve finansal piyasaları da etkilemektedir. Piyasada rol alan oyuncuların aldıkları kararlar eylemlerine yansımakta ve bu eylemler piyasaların yönünü belirlemektedir. O halde, finansal piyasaların değerlendirilmesinde piyasa yapıcıların karar verme süreçlerinin ve davranışlarının dikkate alınması da önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, olayların farklı biçimlerde ifade edilmesinin gelişmekte olan bir finansal piyasaya sahip ülkelerden biri olan Türkiye’deki karar vericilerin seçimlerine olan etkilerinin davranışsal finans teorilerinden biri olan beklenti teorisi kapsamında incelenmesidir. Bu bağlamda, Kahneman ve Tversky’nin 1984 yılındaki çalışması temel alınarak hazırlanan anketler 108 kişiye uygulanmış ve elde edilen veriler frekans analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular olasılıkların değerlendirilmesi ve olayların şekillendirilmesi bağlamında büyük ölçüde Kahneman ve Tversky’nin (1984) bulgularıyla örtüşmektedir. Sonuçlar, Türkiye’de yaşayan karar vericilerin büyük ölçüde hem riskten ve hem de kayıptan kaçınma eğiliminde olduğuna işaret etmektedir. Bu nedenle, Türkiye’deki bireysel yatırımcıların, yatırım araçları içerisinden ağırlıklı olarak görece az riskli olan banka mevduatlarına yatırım yapmayı tercih edecekleri sonucuna varılmıştır.
Rational choices are defined as the preferences which provide the optimal level of utility to the decision
maker. Conventional financial theories are mainly based on the claim that individuals are rational and they
make their investment decision based on their rational choices. But there is a considerable research
suggesting that in practice individuals do not behave rationally and this fact is attributed to the change in
individual’s perception. The founders of Prospect Theory, Kahneman and Tversky assert that the way in
which the situations are presented affects the perception of the decision maker and determines the type of
the decision (whether it is rational or not). Since, investors as decision makers, are the major and crucial
part of the financial markets, it is very important to detect and analyze their behaviors and decision making
process. This study examines the effect of presenting the situations in different frames on the choice of
Turkish decision makers within the context of Prospect Theory. In this context, a survey is conducted among 108 potential investors living in Turkey. The questions in the survey is mainly composed of the questions in
Kahneman and Tversky’s paper in 1984. Frequency test is employed in the analysis. The findings appeared
to be consistent with the majority of the work of Kahneman and Tversky (1984). The results reveal that the
majority of the decision makers in Turkey seem to be both risk averse and loss averse. In this respect, it can
be concluded that individual investors in Turkey tend to prefer and invest in bank deposits rather than other
riskier financial instruments.