İlk Feminist Akımı'nın başlangıcı olarak kabul edilen Virginia Woolf'un Kendine Ait Bir Oda adlı kitabı ile bugünkü cinsiyet sorununa son noktayı koyan Jeannette Winterson'ın Bedene Yazılmış adlı kitabı feminist harekette iki temel başyapıt olarak görülmektedir. Bulundukları çağın iki etkin yazarı olarak, Woolf erkek ve kadın olarak her iki cinse eşit haklar önerirken, Winterson bütün cinsiyetlerin yıkımını öne sürmüştür. Cinsiyet problemi teorilerindeki bu değişim, Helene Cixous, Luce Irigaray, Elaine Showalter ve Judith Butler gibi başlıca toplumsal cinsiyet kuramcıları ve onların görüşleriyle hız kazanmıştır. Bu kuramcı ve düşüncelerine atıfta bulunarak, bu çalışmanın amacı tüm feminist akımlarda gözlenen evrimin hangi söylem ve kuramlarla geliştiğini göstermektir. Bu amaçla, hem Kendine Ait Bir Oda hem de Bedene Yazılmış adlı kitaplar, geçmiş ve günümüzdeki toplumsal cinsiyet ile ilgili ikilemlere ışık tutmak için derinlemesine analiz edilmiştir. Bu doğrultuda söylenebilir ki, feminist hareketlerin itici gücü, toplumsal hak ve eşitlikten kimlik ve cinsiyetin yeniden inşası gibi daha bireysel temalara kaymıştır.
Virginia Woolf's A Room of One's Own and Jeanette Winteson'sWritten on the Body are two masterpieces in feminist movement of which the former initiated the First Feminist Phase and the latter put an end to the current gender problem. Both being influential figures of their times, Virginia Woolf advises equal treatment for both sexes, that is only for male and female, while Jeanette Winterson proposes the deconstruction of all genders. The transformation in the theory of gender problem gained speed with the notions introduced by prominent gender theorists like Helene Cixous, Luce Irigaray, Elaine Showalter and Judith Butler. Referring to those theorists and their ideologies, this study aims to mirror the evolution that has taken place during all feminist phases and in what ways the discourses and theories evolved. For that purpose, both A Room of One's Own and Written on the Body have been analysed in depth to articulate the previous and current debates about the gender dilemma. In this vein, it can be articulated that the momentum of feminist movements has shifted from social rights and equality to more individual themes like reconstructing identity and gender.