Özet:
Boşanmak isteyen kişinin, eşinin kusurlu hareket ettiğini veya mutlak boşanma sebebinin gerçekleştiğini ispatlamak amacıyla, eşinin sağlık verilerini delil olarak mahkemeye sunması günümüzde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Özel, nisbi ve kusura dayalı olmayan bir boşanma sebebi olan akıl hastalığı, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 165. maddesi gereğince, zaten eşin kişisel sağlık verisinin işlenmesini zorunlu kılan bir dava sebebi oluşturmaktadır. Ayrıca boşanma kararıyla birlikte çocuk veya çocukların üstün yararı gereği velayetin kendisine bırakılması gerektiğini iddia eden eşin de bu iddiasını diğer eşin sağlık verilerini kullanmak suretiyle ispatlamaya çalıştığı bilinmektedir. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (KVKK) “İstisnalar” kenar başlıklı 28/1/d maddesinde “Kişisel verilerin soruşturma, kovuşturma, yargılama veya infaz işlemlerine ilişkin olarak yargı makamları veya infaz mercileri tarafından işlenmesi” halinin Kanun’un kapsamı dışında bırakıldığı düzenlenmiştir. Ancak bu istisnai hüküm, sadece yargı makamları açısından, yargılama işlemlerine ilişkin olarak işlenen verileri Kanun’un kapsamının dışına çıkarmaktadır. Başka bir ifadeyle boşanma davasında eşlerin, birbirlerinin kişisel sağlık verilerini işlemesinin bu istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.