Özet:
Hukuk devletinin temel prensiplerinden olan kuvvetler ayrılığının gerçekleştirilmesi kanunlara bağlıdır. Bu tür sistemlerde yasama, kanunu bir enstrüman olarak kullanarak diğer güçleri sınırlayıcı bir işlev gerçekleştirmektedir. Yasama, kanunla yürütmeyi kurmaktadır. Ayrıca içtihat alnını da hâkimin kanuna bağlılığı ilkesini anayasada düzenleyerek garanti altına alınmaktadır (TC. Anayasası m. 138). Hâkimler kanunları içeriksel olarak değiştiremez, sadece kanunun emrini yerine getirirler.Ceza hukukunun önemli sorunlarından birisi de yorumdur. Ceza hukukunda kıyasın yasak olması yorum konusunu da yakından ilgilendirmektedir. Bu bağlamda kıyasın meşru yorumun sınırlarını belirlenmek gibi bir misyonu vardır.Yorum ile kıyas arasındaki sorun ceza hukukunda dilin biçimi ile yakından ilgilidir. Kodifikasyona dayalı bir hukuk sisteminde kanunlar kadar dilde önemini artırmaktadır. Kanunların soyutlaştığı oranda yorumu zorlaşmakta bunun yerini argümantasyon sanatı almaktadır. Hukuki argümantasyonun yoğunlaştığı noktada ise hukuki güvenlik tehlikeye girmektedir. Kanun koyucu bu tehlikeleri ortadan kaldırmalı, belirlilik ilkesine uygun argümantasyonu ve kıyası azaltıcı, yorumu ise kolaylaştırıcı bir şekilde kanunları yazmalıdır.