Özet:
Anayasacılık tarihsel birikimiyle dinamik ve kendini yeniden üretmeye uygun bir harekettir. Dolayısıyla tarihsel perspektifte,siyasal iktidarın örgütlenişinden onun çeşitli mekanizmalarla sınırlandırılmasına özgülenmiş birçok anayasalmekanizma keşfedilmiş ve uygulanmıştır. Fakat anayasaların gerçekleştirmeye teşebbüs ettikleri bu asli fonksiyon,her seferinde yeni bir meydan okumaya maruz kalmaktadır. Siyasal iktidarı sınırlandıran anayasaların öncelikli nesnesisiyasal iktidar olmakla birlikte, bu sınırlandırmanın bizatihi kendisinin de bir siyasal tercih olduğu çoğu kez yadsınmaktadır.Zira bu siyasal tercih bizzat siyasal iktidar tarafından dönüştürüldüğü takdirde, kendisini sınırlandırmaküzere ortaya konmuş bütün mekanizmalar, siyasal iktidar lehine işlevsel bir araca dönüşebilme potansiyelini barındırmaktadır.Hegemonik araçları kullanarak güçlü bir siyasal etkinlik oluşturan siyasal iktidarların ilk başvurduklarıyöntem, kendilerini sınırlayan anayasal mekanizmaları işleterek kendi sınırlarını kendileri belirlemektir. Bu durumyeni bir sorunsal meydana getirmiştir. İşte tam da bu noktada anayasacılık, ya hâlihazırda sahip olduğu tarihselenvanterden tedarik edeceği mekanizmalarla bu sapmaya mani olacak, ya da anayasacılığa farklı bir yaklaşımınortaya çıkmasına razı gelerek başkalaşacaktır.