Abstract:
Liberal Düşünce Topluluğu’nun (LDT) yirmi yılı aşan faaliyetlerini değerlendirmek kolay değil. Başarıların öne çıkarılması eğilimi yanında, eleştirel olmaya çalışırken yapılanları yeterince değerlendirememe ve topluluğu sürükleyen bir avuç idealist insana haksızlık yapma riski de var. LDT’yi değerlendirmek bir başka açıdan da zor. Topluluk, ideolojik sınırları katı bir biçimde çizilmiş, kolektif kimliği öne çıkaran bir yapılanma değil.1 Türkiye ve dünyada bir dergi çevresinde kümelenen entelektüel oluşumların temel özelliği olan güncel mevzularda kurum olarak görüş açıklamayı da baştan reddetmiş bir oluşum.2 LDT adına yazan ya da konuşan insan sayısı da sınırlı. Liberal değerleri tanıtma ve yayma dışında bir siyasi hedefe sahip değil. Topluluk, siyasi partilerle organik bir bağlantı kurmadığı gibi, belli bir sermaye grubuna ya da az sayıda büyük bağışçıların mali desteğine dayanmıyor.3 LDT çevresinin, “klasik” temel hak ve hürriyetleri öne çıkararak iktisadi hayata devlet müdahalesi ve devlet eliyle gelirin yeniden dağıtımına soğuk bakan, sosyal mühendisliğin sınırlarını vurgulayan klasik liberal yaklaşıma sempatisiyle öne çıktığı söylenebilir.