Abstract:
Sömürgeci devletlerden bağımsızlıklarını kazandıkları 1960’lı yıllardan itibaren Afrikalı uluslar, anayasa hazırlama faaliyetlerine yoğun biçimde girişmişler ve hazırladıkları anayasalarda hükümet sistemi tercihlerine de yer vermişlerdir. Kimi devletler, sömürgecilik dönemlerinden miras kalan parlamenter sistemi benimserken kimi Afrika ülkeleri ise tek başlı yürütme organının esas olduğu başkanlık sistemini tercih etmiştir. Bununla birlikte, başkanlık sisteminin benimsendiği Afrika anayasalarının birçoğunun kuvvetler ayrılığı ilkesini hâkim kılabilecek anayasal mekanizmalardan yoksun olduğu gözlemlenmektedir. Bu menfi duruma devletlerde mevcut politik atmosfer, siyasi kültür ve gelenekler ile siyasi katılım olanaksızlıkları gibi etmenler de eklendiğinde Afrika başkanlık sistemleri pratikte, güçlü yürütme organının tek başına egemen olduğu sistemlere evrilmektedir. Gerek siyasi gerek ekonomik açıdan Afrika kıtasının en güçlü devletlerinden biri olan Nijerya’nın hükümet sistemi, bu sava iyi bir örnek teşkil etmektedir. Gerçekten de yasama ve yürütme organları arasındaki dengeyi sağlayabilecek hukuki mekanizmalardan büyük ölçüde mahrum bırakılmış Nijerya Anayasası, ülkede geçerli siyasi konjonktürün de etkisiyle hem parlamento hem de yargısal merciler üzerinde ağır şekilde hâkimiyet kurmuş bir devlet başkanının varlığına zemin hazırlamaktadır.