Abstract:
Güney Çin Denizi tahkiminde, Hakemlik Mahkemesi, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 121/3. maddesinin şartlarını yorumlamıştır. Böylece tarihte ilk defa bir uluslararası yargı organı, hukuken kaya ile ada arasındaki ayrımı yapmayı sağlayan kriterleri, somut adasal yapılar için tespit etmiştir. Kararda, adasal yapılar doğal halleri ile değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, adasal yapılarda insan eliyle yapılan modifikasyonların ve Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 121/3. maddesinde yer alan şartların yapay olarak karşılanmasının, adasal yapıların hukuki statülerini etkilemeyeceğine hükmedilmiştir. Hakemlik Mahkemesi'nin bu değerlendirmeleri neticesi, insanlığın ortak mirasını oluşturan deniz alanları ve diğer devletlere ait deniz alanları korunmuştur. Bu koruma, Birleşmiş Milletler Üçüncü Deniz Hukuku Konferansı esnasında, özellikle derin deniz yatakları için yapılan ekonomi-politik kaynaklı tartışmaları gündeme getirmiştir